İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Haziran 2009'da tanıma ve askerden arındırma ilkelerine dayalı olarak Filistinlilerle 'barış' vizyonunu şu sözlerle dile getirmiştir:
"Benim barış vizyonuma göre, bizim bu küçük toprağımızda, iki halk özgürce, yan yana, dostluk ve karşılıklı saygıyla yaşayacaktır. Her halk kendisine ait bayrağa, ulusal marşa ve hükûmete sahip olacaktır. Çatışmayı sona erdirme yönünde temel ön koşul, Filistinlilerin İsrail'i Yahudi halkının ulus devleti olarak açıkça, bağlayıcı ve kesin olarak tanımasıdır. Filistin kontrolü altındaki toprakların İsrail için garanti edilmiş güvenlik uygulamalarıyla askerden arındırılmalıdır. Bu iki koşulun yerine getirilmemesi durumunda, bir silahlı Filistin devletinin doğması ve Gazze'de olduğu gibi Yahudi devletine karşı bir başka üs hâline gelmesi gibi gerçek bir tehlike doğacaktır. Bir ekonomik barış, siyasal barışın yerini tutmaz, fakat ona ulaşılması yolunda atılmış önemli bir adım olacaktır."
Orta Doğu Barış Süreci, "bisiklete binmeye"benzetilirse bisiklette pedal çevrilmediği anda düşüleceği ortadadır. İsrail'in Gazze'ye Aralık 2008'de gerçekleştirdiği saldırı sonucu 1.300 Filistinlinin ölümü, İsrail-Filistin barış sürecinin durmasına sebep olmuştu. Süreci tekrar işlemesinde Rusya'nın 2010 başında Filistin lideri Mahmut Abbas, HAMAS siyasi lideri Halid Meşal ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu ağırlamasının ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İsrail-Filistin sorununun çözümü için Birleşmiş Milletler bünyesinde oluşturulan Orta Doğu Dörtlüsü (ABD, Rusya, AB ve BM) 19 Mart'ta Moskova'da toplanacağını açıklamıştı.
Uluslararası toplum İsrail'in işgal ettiği bölgelerdeki yerleşim çalışmalarını dondurmasını ve 2001 yılından bu yana yapılan inşaatların da yıkılmasını isterken İsrail, 1967 savaşında işgal ettiği Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te yerleşim çalışmalarını sürdürüyordu. Görüşmelerin tıkandığı noktalar işgalin sonlandırılamaması, İsrail'in 1967 savaşında işgal ettiği Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki yerleşim çalışmalarını sürdürmesiydi. İsrail gelecekte de yerleşim çalışmalarının süreceğini kaydederken, Filistin işgal edilen topraklarda inşaat çalışmaları durdurulmadan masaya oturmalarının mümkün olmadığını savunuyordu. Kasım 2009'da Netanyahu Batı Şeria'daki mesken çalışmaların sınırlandırılabilir ama Doğu Kudüs için mümkün değil demiştir.