İsrail'in Filistinlilere uyguladığı soykırıma karşı batı devletleri destek verse de batı toplumları insanlığın ölmediğini değişik etkinliklere her gün bir yenisini ekleyerek göstermeye devam ediyorlar.
Batıdaki üniversitelerin duyarlılığı İslam dünyasını utandıracak boyutta tezahür ediyor.
Bu meyanda, 30 Mayıs Perşembe günü Fransa halkı faklı bir eyleme imza atarak İsrail'e ve destekçilerine anlamlı bir tepki gösterdi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze'deki savaş bağlamında 30 Mayıs Perşembe akşamı LCI televizyonuna özel bir röportaj verdi ve "Bizim zaferimiz İsrail'in antisemitizme karşı kazandığı zaferdir, Yahudi-Hıristiyan medeniyetinin barbarlığa karşı kazandığı zaferdir. Bu Fransa'nın zaferidir. Biz burada kaybedersek siz de burada kaybedersiniz. Biz burada kazanırsak, siz de kazanırsınız." diyerek Fransız halkından açıkça işgale destek istedi.
Tepki gecikmedi.
Başkent Paris'te yüzlerce Filistin destekçisi, TF1 grubuna ait Fransız kanalı LCI'nin binasının önünde toplanarak Netanyahu ile yapılan röportaj yapılmasını protesto etti.
Batıda buna benzer onlarca tepki eylemleri yapılırken maalesef İslam dünyasında aynı duyarlılığı göremiyoruz.
Bu manzara ümmetin duyarsızlığını değil İslam dünyasına hâkim yönetimlerin politikalarının sonucudur!
Yoksa ümmetin Gazze konusunda her türlü fedakârlığa hazır olduğundan şüphemiz yok!
Tamam da Gazze'ye en güçlü desteği veren bir hükümete sahip olmasına rağmen Türkiye'de toplum neden güçlü tepkiler koymuyor?
Gerçi hükümetin verdiği güçlü tepki Türkiye imajını fazlasıyla kurtarıyor ama halkın tepkisi çok zayıf, neden?
Mesela üniversitelerimizden neden ses çıkmıyor?
Beyazıt Meydanı'ndan Ayasofya'ya kadar yapılan ilk protesto yürüyüşündeki kalabalık birkaç ay sonra neredeyse onda birine düşmüştü.
Sordum bir arkadaşa, "İlk yürüyüş duyarlı STK'ların ortak yürüyüşüydü, ikincisi STK'lardan sadece birinin organizasyonuydu! "dedi.
Birlikten kuvvet doğar!
Cuma günü Şile'de alışveriş yaptığım bir esnaf "Yarın cumartesi günü Gazze etkinliğimiz var" dedi. Dün yanıma köyden bir kişi daha alarak etkinliğin yapıldığı alana gittik. Göz ucuyla saydım çoğu hanım olmak üzere 50 civarında katılım vardı.
Oysa aynı meydanda geçen sene Ekim ayında yapılan eyleme kaymakam belediye başkanı dâhil yüzlerce insan katılmıştı.
Çünkü ortak bir eylemdi.
Dünkü etkinlik de yine STK'lardan birinin organizasyonuydu. Yeterli duyuru yapılmamıştı ben de tesadüfen öğrenmiştim.
Maalesef İstanbul'da yapılan eylemlerden STK'ların kendi mensupları dışında kimsenin haberi olmuyor, haliyle katılım kendi mensuplarıyla sınırlı kalıyor ama fatura millete çıkıyor.
Millet duyarlı ve her türlü fedakârlığa hazır!!
Lakin STK'lar benim olsun küçük olsun mantığıyla mı yoksa amatörlükleri sebebiyle mi hareket ediyor bilmem, etkinliklere katılım çok zayıf kalıyor.
Birçoğundan bitikten sonra haberimiz oluyor!
Önemli olan kamuoyu oluşturmak ve İsrail üzerindeki baskıyı artırmaktır, filan derneğin ya da vakfın reklamı değildir, olmamalıdır!
Ben şahsen Gazze ile ilgili her etkinliğe katılmaya çalışıyorum ama abartmıyorum hiçbirinden doğrudan haberim olmuyor.
50 senedir medyanın içindeyim. 36 senedir de günlük ve haftalık yazılarla kamuoyu huzurundayım.
Seküler kesimden yaptığı her etkinlik için elektronik postama her gün onlarca mesaj geliyor.
Bizim STK'lardan ve seçilmişlerden bu güne kadar yaptıkları ve yapacakları etkinlikler hakkında -bir iki dostun özel ilgisi dışında- gelmiş bir mesaj hatırlamıyorum.
Evet, Gazze'deki soykırıma karşı güçlü tepki için STK'ların güç birliği yapmasına ve farklı kesimlere ulaşılabilecek şekilde bir iletişime ihtiyaç var!
Mesele derneğimiz ve vakfımızın meselesi değildir, mesele genelde insanlığın özelde ise ümmetin meselesidir!