Resmi adını kolay kolay söylemem.
Çünkü bu teşkilatın adı olsa olsa "Birleşemeyen Milletler" olur.
Bu ucubenin kurulduğu günden bugüne birleştirdiği, çözdüğü ya da sonuca ulaştırdığı bir tek mesele oldu mu ki "Birleşmiş Milletler" diyelim.
Sorunları çözsün diye kurulan yapı tam tersi sorunun kendisi oldu.
Örnek mi, dünyanın gözü önünde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yapmak istediği Pile yolu inşasında yaşananlar.
Sözde huzur ve barışı sağlayacak BM askerleri insani amaçlar için yapılmak istenen yolu engellemek için BM araçlarından barikatlar kurdular, eşkıya gibi Türk görevlilere saldırdılar.
Süreci sabır ve sükûnetle takip eden Kıbrıs Türkü sonunda bu çapulcuların anladığı dilden konuştu ve araçları ile birlikte hepsini bohçalayıp yol kenarına atıverdi.
Kısacası benim formül işledi...
"Eğilirsen dikleşirler, dikleşirsen eğilirler."
Şimdi gelelim BM New York zirvesine...
Lider Krizi...
Bu zirve gösterdi ki dünyada ciddi bir lider krizi var.
Öncekilerde olduğu gibi bu toplantıda da Erdoğan açık ara öndeydi ve gerek temsil kabiliyeti gerek liderlik vasfıyla rakipsizdi.
Tüm dünya medyasının ilgi odağı oldu, söyledikleri yine manşet oldu, gündem oldu.
Bu zirvenin diğerlerinden farkı söylediklerinde çıtanın ve dozun biraz daha yükselmesiydi.
Bir anda her şeyi değiştiremeyeceğinin farkında olan Erdoğan zamana yaydığı kararlı mücadelesinden asla vazgeçmiyordu.
Çünkü biliyordu ki bu yaptıkları büyük yıkımın başlangıcı, bir yerden başlanması gereken sürecin öncüsüydü.
Çünkü biliyordu ki "Dünya beşten büyüktür" ile başlayan süreçte her yapılan bir tortu bırakacak ve bu tortular bir gün gelecek sistemi değiştirecekti.
Değişim beklenenden erken geldi ve şimdiden işaretlerini vermeye başladı.
Bugün Fransa ve Amerika dahil birçok devlet başkanı artık BM'nin revize edilmesi gerektiğini söylemeye başladılar.
Çünkü biliyorlar ki cin şişeden çıktı.
Toplantıda Öne Çıkan Başlıklar...
Erdoğan tüm zirve konuşmalarında uyguladığı taktiği burada da yineledi.
Konuşmasında önce zirvenin belirlediği gündemin ardından kendisinin belirlediği ülke ve dünya gündemini dillendirdi.
Neydi konularımız?
-Kıbrıs'ın tanınması,
-Azerbaycan'da yaşananlar ve kardeş ülkeye verilecek destek,
-Teröre destek veren devletlerin ifşası.
-Tahıl krizi ve Ukrayna Savaşı...
Elon Musk...
Zirvedeki en büyük sürpriz Elon Musk ile yapılan görüşme oldu.
Esasen devlet olarak uzun süreden beri Elon Musk ile proje bazlı bazı görüşmeler sürdürülüyordu.
Bu projeler için de benim en çok önemsediğim proje gerçekleştiği taktirde ulaşımda çığır açacağını düşündüğüm "beşinci kuşak" Hyperloop projesiydi.
Neden beşinci kuşak?
Çünkü; kara, hava, deniz ve demiryolu insanoğlu yaşantısında çığır açan dört kuşak proje oldu.
İşte bu zincirin beşincisi, benim "tünel yolu" olarak adlandırdığım Hyperloop teknolojisi olacak.
Neydi bu teknoloji...
Çapı 4 metre olan demir tüneller içinde, sürtünmenin sıfır, vakumun ise sıfıra yakın olduğu yol ortamını oluşturmak ve bu ortamda saatte 1200 kilometre süratle gidecek araçlar yapmak.
Bu da İzmir İstanbul arası 20 dakika demek.
Gelin görün ki böylesi önemli bir projede 4 metre çapındaki bu tünelleri istenilen standartta yapabilecek dünyadaki tek şirket bir Türk şirketi.
Medarı iftihar bu şirketimiz dünyada enerji nakil hatlarında da söz sahibi Kayserili Erciyas Holdingimiz...
Demek ki neymiş Elon Musk kara kaşımız kara gözümüz için kapı çalmıyormuş.
Üstelik son zamanlarda dünyada gerek dijitalde gerek akıllı otomobillerde gerek uzay teknolojisinde çok ciddi atılımlar içinde olan tek ülke Türkiye.
Değinmeden Geçemeyeceğim...
Bu zirvede Türkiye'yi tüm diğer ülkelerin önüne çıkaran bir diğer konu da Türkevi'ydi.
Zirve esnasında diplomatik temaslarınızı BM tarafından lütfedilecek izbe bir odada yapmak zorundasınız.
Böyle bir tahsisi beklemek zorunda olmayan Türkiye Cumhuriyeti; BM Genel merkezinin tam karşısında dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil'in girişimleri ve Başbakan Süleyman Demirel'in onayıyla satın alınan binada son derece kritik görüşmeler gerçekleştirdi ve tüm dünya kamuoyu önünde ciddi prestij elde etti.
Neden bu konuya değinmeden edemedim.
Çünkü bu bina restore edildiğinde muhalefetten, Millet İttifakı'ndan bir kesim kıyameti koparmış ve restorasyonu engellemek için her yolu denemişti.
Zirvede gurur veren sahneleri seyreden bu kesim eminim söylediklerinden ve yaptıklarından utanç duyuyorlardır.