6-8 Ekim 2014’teki kanlı isyan hareketinin yıldönümündeyiz.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, geçtiğimiz hafta aralarında HDP eski milletvekilleri ve belediye başkanlarının da bulunduğu 82 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. 17 kişi tutuklandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve dönemin başbakanı, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, HDP'yi arayarak geçmiş olsun dileklerini ilettiler.
Üç fasılda ele alalım.
BİRİNCİ FASIL: SOYLU’NUN ÜÇ LİDERE TEPKİSİ
İçişleri Bakanı Soylu, milletin hislerine tercüman olarak buna çok sert tepki verdi:
“3 siyasi partinin genel başkanına sesleniyorum.
"PKK'nın talimatıyla Merkez Karar Yönetim Kurulu'nda bu kararı alıp ondan sonra sokaklara insanları davet edip yakmayı, yıkmayı, terör örgütünün talimatıyla yerine getirenleri telefonla aramak ne demektir? Bunu kabul edeceğimizi mi zannediyorsunuz? HDP'nın Genel Merkezini arayıp, bu talimatları verenin, hukuk çerçevesinde gözaltına alındıktan sonra 'geçmiş olsun' dileği iletmeleri ne demektir?
Hakikaten birileri zıvanadan çıkmış durumdadır.
6 yıl geçmiş de, neden yargı bugün bakıyormuş da, neden böyle yapıyormuş da... 6 yıl önce bunun talimatını verenleri, mağdur edebiyatıyla birlikte bugün aklamaya çalışanlar var. Sadece siyaset yapacağım diye, acaba iddiaya karşı 3-5 tane cümlem olur mu diye söz üretenlere, vicdanından kopmuş olanlara sesleniyorum:
6-8 Ekim olayları için söylüyorum, devlet unutmaz, devlet unutursa devlet olmaz…"
İKİNCİ FASIL: FETÖ-PKK İTTİFAKI SORGULANMALIDIR
Mehdi Eker, 6-8 Ekim olaylarının tanıklarındandır. Dönemin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı olan Eker, Kobani olayları sırasında kurulan kriz masasının koordinasyonun başında yer aldı.
Eker, Sabah’tan İsa Tatlıcan’a verdiği mülâkatta şunları söyledi:
“PKK-FETÖ ittifakını anlamadan Kobani olaylarını çözemeyiz.
Sadece Kobani olayları değil, Uludere olaylarını, Sur olaylarını, hendek olaylarını değerlendirirken FETÖ ve PKK'yı birlikte değerlendirmezseniz sonuç alamazsınız. Olaylar sırasında biz bölgede duyduklarımızı bölgenin güvenlik bürokrasisi ile paylaşıyoruz ve bu konuda ne diyorsunuz diye soruyoruz. Onlar bunu geçiştiriyorlar. ‘Bakıyoruz, ciddi bir durum yok’ falan diyorlar.
Mesela çekici araç lazım yolu açmak için. Belediyeler işbirliği yapmıyordu. Emniyetten toplumsal olaylara müdahalede kullanılan TOMA araçlarını istiyorduk. ‘Arızalı ya da yetersiz’ şeklinde açıklama yapılıyordu. Yolun açılması bir şekilde engelleniyordu.
PKK, HDP ve FETÖ Kobani olaylarında birlikte hareket etti.
Güvenlik bürokrasisindeki o isimlerin neredeyse tamamı FETÖ soruşturması geçirdi, görevden alındı ve birçoğu hala cezaevinde.
PKK/FETÖ ittifakının amacı Diyarbakır'daki eylemleri, Türkiye'nin başka şehirlerine yaymaktı. Dünyanın gözünün Türkiye dönmesini sağlayarak ülkemizi dış müdahaleye açık hale getirmeyi planlıyorlardı.”
ÜÇÜNCÜ FASIL: CUMHURBAŞKANININ İRADESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Konya İl Teşkilatı tarafından düzenlenen yemekte konuştu:
“Yargımız nasıl FETÖ'cü alçaklardan 15 Temmuz'un hesabını soruyorsa, bölücü örgütün uzantılarından da 6-8 Ekim olayları ve çukur eylemlerinin hesabını hukuk önünde soruyor. Demokrasiyi savunan herkesin görevi, bölücü örgütün siyasi uzantılarına koltuk değnekliği yapmak yerine adaletin tecellisine yardımcı olmaktır. Meşhur tabirle ağır ağır ilerlese de adaletin, gideceği yere er ya da geç muhakkak varacağına inanıyorum..."