Hayatımızı birbiriyle ilişkili ama üç ayrı boyutta yaşarız. Her birimizin bir iç dünyası ve bireysel hayatı var. Aynı zamanda bir ailenin parçasıyız. Ayrıca bir toplumsal yaşamımız var. Bu üç boyut birbirinden ayrı olarak tanımlanmayı hak edecek kadar farklılık içermekle beraber birbirini etkileyecek kadar da ilişkilidir.
İnsan teki nihai kertede kendinden sorumlu olduğu için, ölürken mezara tek başına gideceği için, hesap gününde herkes kendi hesabını vereceği için bireyseldir. Kendimize ait düşüncelerimiz, duygularımız ve zihinsel iç dünyamız vardır.
Eşimiz, çocuklarımız, anne babamız, kardeşlerimiz, yakın ve uzak akrabalarımız canımızın parçasıdır. Onlar bizden ayrıdırlar ama bizle birliktedirler. Acılarını, neşelerini, başarı ve başarısızlıklarını, kaderlerini yakından hissederiz. Onlar bize biz onlara bağlıyızdır.
Her birimiz aynı zamanda bir topluluğun, toplumun, ülkenin ve insanlığın parçasıyız. Yaşadığımız toplumun ve içinde bulunduğumuz dünya düzeninin halleri bizi etkiler. Sağlığımız, güvenliğimiz, ekonomik ihtiyaçlarımız toplumla ilişkilidir.
***
Bireysel, aile ve toplumsal boyutta uyum veya uyumsuzluk: Normalde bu üç boyutun her birinde iç bir dengede ve üç boyutu uyumlu götürmemiz gerekirken; gerçek dünyada bu uyum her zaman mümkün olmaz. Kişinin iç dünyasında, aile ilişkilerinde, toplumsal halinde çatışmalar olması sıktır.
İç bütünlüğünü sağlamış, huzuru hisseden, stresi yönetebilen ve hayatını anlamlandırmış bir halde olmak mümkünken; kendiyle barışık olmayan, huzur bulamayan, stres içinde olan, inanç çatışmaları içinde sıkışıp kalan, kendini başarısız ve anlamsız gören halde olmak da mümkündür.
Aile hayatında eşle uyumlu, çocuklarla sevgi içinde, anne baba ile dayanışma içinde, akrabalarla olumlu etkileşim içinde olmak mümkünken; eşle çatışmalı, çocuklarla kavgalı, anne babadan uzak ve akrabalarla ilişkisiz olmak da mümkündür.
Yaşadığımız toplum içinde fikir ve yaşam akışı açısından uyumlu, iş bölümü ve dayanışma içinde, sorumluluk sahibi olup katkı sağlamak mümkünken; toplumla uyumsuz, çatışma içinde ve toplumsal sorumluluklardan uzak olmak da mümkündür.
***
Bireysel, aile ve toplumsal halimiz birbirini etkiler: Aslında gerçek hayatta her bir boyutun bazı unsurları pozitif işlerken bir diğer unsuru negatif işleyebilir. Bir boyutta işler yolunda giderken diğer boyutta işler ters gidebilir. İnsanın bireysel zihni, aile ve toplum ilişkileri görünenden daha karmaşıktır ve izahı her zaman kolay değildir.
Bu yazının nihai amacı bu üç boyut açısından zamanımızın, enerjimizin, ilgimizin, emeğimizin dengeli kullanılmasına vurgu yapmaktır. Her bir boyuttaki iyilik ve yetkinlik diğerine, her bir boyuttaki kötülük ve yetersizlik diğerine yansır. Bir boyutu ihmal etmeden üç boyuta birden zaman, enerji, ilgi ve emek vermeliyiz.