Arkadaşlar, dostlar, kardeşler, abiler, ablalar...
Devletler topyekün kalkınma planları, bölgesel kalkınma planları, ekonomik kalkınma planları açıklar.
Peki biz kendi yenilenişimizi, bireysel kalkınma planımızı ne zaman başlatacağız?
Hep başkalarından mı bekleyeceğiz, hep devletten mi isteyeceğiz?
“Değişim olsun, ama benden başlamasın” mı diyeceğiz?
“Değişim olsun ama herkes hele bir değişsin, sonra ben de değişirim”lere mi sığınacağız?
HAYIR!
Kendisini değiştiremeyen insanlar bir ülkeden, bir şehirden ya da koca dünyadan değişim bekliyor, farkında mısınız?
Bugünden tezi yok BİREYSEL KALKINMA PLANIMIZI çizmek zorundayız.
Bizim birey olarak bu dünyada varoluş sebebimiz nedir? “Neden buradayız, hangi vazifeyi ifa ediyoruz? Biz olmasak ne eksilir bu şirketten, bu okuldan, ülkeden, bu dünyadan.” bu sorulara cevapları bulmak durumundayız.
Bir manifesto hazırladım. Değişime kendinden başlamak isteyenler için.
İŞTE BİREYSEL KALKINMA PLANIMIZ
1- Okumayı en kıymetli hobimiz haline getireceğiz, (görev değil dikkat buyrunuz). Her gün mutlaka en az yarım saat okuyacağız. Kendimize özel bir okuma alanı oluşturacağız, keyifle, sindire sindire, tadını ala ala okuyacağız.
2- En zıt görüşteki insanlarla iletişim kuracağız. Kendi fikrimizi savunacağız elbette ama onları şaşırtacak derecede nazik bir üslupla “Merhaba” diyebileceğiz. Selam vereceğiz, gülümseyeceğiz.
3- Sorumluluk duygumuzu geliştireceğiz. Çevremizdeki herşeyden, herkesten sorumlu hissedeceğiz. Biri mi düştü sokakta, bizim amcamız olacak kütükte öyle yazmasa da.Bir çocuk mu ağlıyor, mendili cebimizde olacak.
4- Dedikodudan, gıybetten, arkadan konuşmadan uzak duracağız. İki kişi iken karşımızdaki üçüncü bir kişinin adını andığında bile “Burada yok, hakkında konuşmayalım” diyeceğiz. Kabalalık gruplarda dedikodu yapıldığında, kalkıp gidebileceğiz, “Müsaadenizle, bu konular beni açmıyor” diyerek.
5- Kişilerden, olaylardan değil, fikirlerden, düşüncelerden konuşacağız konuştuğumuzda. “O öyle dedi, bu böyle dedi” değil, sistem üstü yürüteceğiz fikirlerimizi. Kişilere bağlı değil, zamanın ve mekanın üstünde düşüneceğiz.
6- Kimseye göbekten bağlı kurgulamayacağız hayatımızı. Biriyle aramızı iyi tutmamız gerekmeyecek hayatımızı idame ettirebilmemiz için. Herkesle iyi iletişim kuracağız ama kimseye bağlı, kimseye minnet dolu olmayacağız. Özgür doğduk, özgür kalacağız.
7-Elbette ülke ve dünya gündeminden haberdar olacağız ama bunun da bir tür dedikoduya dönüştüğü yerlerden uzak duracağız. Kötüleyen, iğneleyen, aşağılayan bir üslupla değil, eleştirirken bile karşımızdakine fikir ve değer katarak geliştireceğiz diyalogları.
8- Yazıp çizeceğiz, öyle sadece lafla sözle olmaz. Twit atarak, paylaşım yaparak da değil, makaleler yazarak, bir yerlerde kendimize yer edinip fikirlerimizi paylaşacağız. Bir kişi bile okuyorsa, bütün Türkiye okuyormuş ciddiyetiyle.
Kısacası değer katıp iz bırakacak işler yapacağız.
Türkiye iyiye gidecekse de bizimle, kötüye giderse de bizden. Bizden başkası yok iyileştirecek.
Ama değişim bizden başlayalı, senden ve benden.
Yoksa eleştirerek, kötüleyerek, kendimize hiç pay biçmeden faturayı hep başkalarına keserek ancak olduğumuz yerde sayarız.
Ve daha kötüsü, gün gelir, olduğumuz yerde saymayı bile başarı saymaya başlarız.
Uyanalım, toparlanıp başlayalım.
* * *
SENİN YOLUN ÇIKTI
Yeni (Ve İlk) Kitabım SENİN YOLUN, Nesil Yayınlarından çıktı. Hem kitabevlerinde, hem internet sitelerinde satışta. 12 ve 19 Kasım günlerinde Tüyap Kitap Fuarı’nda Nesil Yayınları standında okuyucuyla buluşacağım. Sizleri de beklerim.
SENİN YOLUN, hayatından memnun olmayıp yeni bir hayata bir kapı aralamak, hayallerini gerçekleştirip onları hayatı yapmak isteyenler için bir yol arkadaşı niteliğinde. Özellikle öğrenciler, memurlar, beyaz yakalılar, anne-babalar ve eğitimciler okumalı.
Doğu ve güneydoğudan öğrencilerine SENİN YOLUN’u okutmak isteyen öğretmenler bana [email protected] dan ulaşırsa, onlara kitap ulaştırmak için şartları zorlayacağım.