Hava kurşun gibi ağır.. Bir takım suçlamalar, haksız ithamlar havalarda uçuşuyor. Bunların alıcısı da hazır olduğu için önüne arkasında bakmadan üzerine atlayan da çok oluyor.. Daha çok yeni herkesin gözü önünde Uğur Dündar ile Yılmaz Özdil'in nasıl kavga ettiğini gördünüz.. Muhtevası ayrı bir tartışmanın konusu. Ben zarf değerlendirmesi yapıyorum burada.. Biri bir ithamda bulunuyor. Diğeri 'sen benim ne kadar namuslu bir adam olduğumu bilmiyor musun?' diyerek feryat ediyor. Doğrusu dedim ya bu haksız bir itham mıdır, yersiz bir itham mıdır yoksa başka bir şey mi, bilemem.. Tek bildiğim ve dikkat çekmek istediğim, verilen tepkinin büyüklüğü.. "Sen yerin dibine gir... Utan be utan.. Benim cenazeme gelmeyeceksin.. Karşıma çıkma çok fen yaparım..." Sonuçta, Yılmaz Özdil'in Uğur Dündar'ı hedef almadığı, isimleri karıştırdığı falan çıktı ortaya da, barıştılar.. İyi de bu olağan dışı öfkenin sebebi nedir?..
***
Ben arz edeyim.. Bu sosyal medya denilen gayya kuyusu öyle bir yer ki, ".. haa tamam kastedilen kişi sen değilmişsin, Arnold Schwarzenegger'miş aslında ben karıştırmışım.." diyene kadar, ne haysiyetin kalıyor ne şerefin.. Dedim ya iddialar doğrudur değildir ben bilemem fakat Uğur Dündar az sonra olacakları fark ederek verdi o tepkiyi.. İki gün sonra çıktı ve "Yanlış anlamışım" diye açıklama yaptı. Aslında hepimiz biliyoruz ortada yanlış anlaşılacak bir şey yok.. Yani var da yok.. Misal dese ki "Yılmaz Özdil yanlış anlamış" bu olabilir.. Zira Uğur Dündar kıyameti koparırken, Yılmaz Özdil, "abi bana neden öfkelendin, ben seni değil Michael J.Fox'u kastettim" dedi mi?.. Yangına daha da körükle giden, "sonuçta kiminmiş o televizyon" gibi bir tweet daha attı.. Demek ki yanlış anlama Uğur Dündar'da değilmiş.. Ki, topu topu iki Twitter mesajı.. Toplam 8-10 kelime bir şey.. Yanlış anlayacak ne var!.. İki koca gazeteci yan yana oturmuş, aynı mesaja bakıp yorum yaptı.. Bir taraftan da konunun muhataplarıyla WhatsApp'tan yazışıp durdular.. Yanlış anlaşılacak bir şey yok.. Ya ne var?.. Kaygı.. Uğur Dündar, apaçık ve anlaşılır bir biçimde "üzerimize bir kamyon geliyor.. Ya o kamyondan hızlı koşacağız ya da şoförü frene basacak" gibi bir psikolojiye büründü.. Önce hızlı koşmayı denedi.. Sonuçta şoför frene basınca ortalık duruldu..
***
Benzer bir durum da Fatih Altaylı'nın başına geldi.. Bir sosyal medya kullanıcısı, durup dururken ortada hiçbir şey yokken bir kaç isimle birlikte Fatih Altaylı'nın adını da geçirdi cümle içinde.. kamyon yokuştan aşağı bıraktı yani kendini.. Kendi adını, adam doğramanın bedava olduğu Twitter'da böyle bir denklemin içinde görünce Fatih Altaylı da tıpkı Uğur Dündar gibi çıldırdı.. O çıldırış anında, ithamın sahibine demediğini bırakmadı.. (Kamyondan hızlı koşma refleksi) Yani Uğur Dündar'ı düşünün.. 'Kardeşim' dediği bir adama 'çıkma karşıma fena yapacağım seni' diye haykırdı... Fatih Altaylı ne yapsın?!.. Fakat bu kez de başka bir gündemin öznesi oldu.. Çünkü karşı karşıya geldiği kişi başörtülüydü ve Fatih Altaylı da bu konuda sabıkalıydı.. Herkes hep bir ağızdan Fatih Altaylı'ya saydırmaya başladı.. Geçmişte, özellikle 28 Şubat döneminde yapıp ettiklerinin savunulacak bir tarafı yok. Hatta bunun için bir özeleştiri vermemiş olmasını da en sert biçimde eleştirenlerden biriyim.. Ama Allah aşkına bu son hadisede başörtüsüyle ilgili bir şey var mı?.. Ben defalarca döndüm durdum tek tek baktım yazılanlara konuyu oraya getirecek bir neden bulamadım. Bu başörtülü kardeşlerimizin karşı karşıya kaldıkları her saldırıdan, 'yoksa bütün bunlar benim başıma başörtülü olduğum için mi geliyor?' sonucunu çıkarması çok tehlikeli.. Bazen kimsenin artık böyle bir nedeni, hedefi ya da maksadı yokken konuyu buraya getirmek, fayda değil zarar da verebilir.. Hatta bazı bu konuda ağır bedeller ödemiş yerlerde sürüklenmiş, okullarından atılmış 28 Şubat mağduru büyükleriniz, bunu kullandığınızı düşünebilirler.. Bence her sözün kimliğe söylendiği paranoyasından bir an önce çıkmamız lazım.. Etnik, dinsel, mezhepsel ya da başka nedenlerle değil. Hakikaten adam haysiyet cellatlığı yaptığı için o sözleri söylemiş olabilir.. Dikkat etmek lazım..