Telefonları dinlediniz, özel hayatları kaydettiniz, fişlediniz, izlediniz, takip ettiniz, raporladınız.
İnsanları kandırdınız, inançları kandırdınız, dindarları kandırdınız.
Tarihin en büyük ihanetine imza attınız, o ihanetin her sayfasına mühür bastınız; yetmedi önünde gülerek poz verdiniz.
Bu toprağın insanının 150 yıllık iktidar çabasına karşı kılıç çektiniz.
Kavganın en sinsi, en bayağı, en yüz kızartıcısını yaptınız.
Yüzüne güldüğünüz kim varsa ihanet ettiniz, arkasından küfrettiğinizin eteğine yapıştınız.
Sınır tanımaz öfkeniz, kural tanımaz hevesinizin peşinde koşup durdunuz.
İktidar hırsınızı, sermayeye tamahınızı, takiyyeye sadakatinizi cihana gösterdiniz...
Ama oyun bitti artık, takke düştü.
Hala nedir bu bir şey olmamış halleri?
Nedir bu, acımadı ki cinlikleri?
Nedir bu hala ahlaktan, vicdandan, dinden, imandan bahis pişkinliği?
Nedir hala o eski, sahte mektuplarla iş çevirme numaraları?
O devir geçti, pekala biliyorsunuz?
Ama hala...
İşinize gelirse sabah Acem düşmanı, gelmezse akşam İran muhibbi oluyorsunuz.
Bir gün Esad’a lanetle yatıyor, ertesi gün bayrağını sallıyorsunuz...
Alevilerden nefret edersiniz ama masum gençlerin hatırası üzerinden, kavga çıksın diye Alevi türküleri söylüyorsunuz...
Kemalistler celladınızdı, şimdi bağıra bağıra aynı marşı haykırıyorsunuz...
Hiç sevemediğiniz Kürtler yeniden silaha sarılsın da memleket karışsın diye duaya duruyorsunuz...
Kah Soma cenazelerine bakıp bıyık altından gülüyor; kah kayısılar donsun, kiviler çü
rüsün diye
yakarıyorsunuz...
Yağmur yağmasın, fırtına çıksın, raylar bozulsun, trenler dursun diye pencere önünden
ayrılmıyorsunuz...
Barajlar kurusun, insanlar susuzluktan kırılsın diye bedduaya beddua ekliyorsunuz.
Ama buraya kadar.
En büyük sermaye bitti. İtibar tükendi. Geriye adınız anıldıkça ekşileşen bir yüz ifadesinden başka bir şey kalmadı.
Ne yazık ki hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, giden geri gelmeyecek.
40 yıllık çabanızı 40 günde bitirdiniz, anlayın artık.
Anlayın da biraz başınızı öne eğin...