Bu yıl büyük paralar harcayarak yıldız transferle kadrosunu yenileyen Fenerbahçe, diğer tarafta geçen sezonun tüm kupalarını toplayan Galatasaray..
Avrupa Ligi’nde F.Bahçe Ajax’ı yenerek, Şampiyonlar Ligi’nde G.Saray kritik Benfica maçını kazanarak bu maç öncesinde moral depoladılar.
Maça F.Bahçe, saha ve coşkulu seyirci avantajı ile topa ve adama agrasif başladı. Fener zorlayan gol girişimleri denemeleri arayan taraftı.
Galatasaray takımı rakip ceza alanına ve gol pozisyonlarına girmekte çok zorlandı. Sarı-Kırmızılıların kaleye en az şut attığı bir ilk yarı izledim. İlk 45 dakika tek şut Yasin’den o da kaleye giderken sönmüş balon şeklindeydi.
Durum böyle olunca Fener kalesi ve kalecisi ilk yarıda hiç tehlike yaşamadı. Galatasaray takımı pas yapmakta, ileri topu taşımakta etkisiz kalırken, G.Saray orta sahası ve forvetinden çok topun Muslera’ya oynanması düşündürücüdür.
G.Saray takımı sadece savunan, hücumu hiç yapamayan bir görüntü çizdi. Fenerbahçe, seyircisini de arkasına alarak kazanma arzu ve isteğinde ısrarını sürdürdü. Galatasaray bloklar halinde oyunu forse etme anlamında da pasif kaldı. Carole’un sakatlanması yerine Olcan’ın girmesi de ilk yarıda sarı kırmızılılar için erken değişiklik oldu. 37. dakikada Fenerbahçe’nin Muslera’dan dönen topta Diego’nun attığı gol öncesinde Van Persie ofsayt pozisyonundaydı. Ancak Fırat Aydınus ve ekibi bu ofsaytı pas geçti.
Galatasaray geri çekilen rakibine 60’dan sonra baskı kurmaya başladı. Hamza hoca Umut-Burak değişikliği de yaptı. Aslan gol ararken Fener ikinci gol şansını Mitroviç’le kullanamadı. 72’de Kjaer’ın Burak Yılmaz’ı ceza alanı içinde yaptığı hareket penaltıydı. Ancak hakem Fırat Aydınus resmen taraftardan korktu.
Galatasaray, aradığı beraberlik golünü ise 84’de buldu. Sneijder’ın ortasında Olcan’ın o kadar uzun arasından kafa ile topu filelere göndemesi gerçekten ilginçti.