Ne zaman televizyonu açsam, ülkenin bir yerinde gösteri. Yüzleri maskeli, molotof kokteyli atan gençler. ‘Buradan yol geçirmeyiz’ diyen guruplar. Polis müdahalesi, biber gazı, tazyikli su...
Bizim gençlik zamanımızda polis jop kullanırdı. Kanunsuz gösterilere bedeni ceza şarttı. Günümüzde demokratik yönetimlerde fiziksel şiddet uygulaması kalktı. Göstericileri etkileyecek, çevreyi boşaltmaya zorlayacak tedbirler uygulanıyor. Keşke herkes sessiz sedasız, vurdulu kırdılı, tahripkar davranmadan çekinse de mesajlarını barışçı yollardan aktarsa. İnşallah toplumumuzda radikaller azaldıkça, milletimizin büyük kitlesi bu tür barışçıl yollardan eylemlere yönelir.
Bu bayramda da İslam âleminde kan akma devam ediyor. Orta Doğu milletlerinin ortak kültürü maalesef otoriter rejimler. Bakın çevrenize, bu ülkelerde otoriter rejimler varken bu kadar çok ölüm var mı idi. Buranın insanları otorite boşluğunda hemen zıvanadan çıkıyor ve etraflarını yakıp yıkıyorlar. Mısır, Suriye, Irak, Libya ne zaman sakinleşir, ölümler biter diye bir soruya, ben âcizane, bu milletlerin başına eski yöneticilerine benzer idare geldiğinde ortalık sakinleşir diyorum.
Evet, iki gün sonra bayram. Ye’se düşenleri dahi sevindirmeliyiz. Bilhassa öksüz, yetim çocuklar, dul kadınlarımıza ulaşmalıyız. Devlet ihtiyaç sahibi olan herkesi bilmez tanıyamaz. Bizim görevimiz çevremizde böyle insanlar var mı? Onlara onurlarını kırmadan destek çıkabilir miyiz? Hiç maddi imkânınız yoksa onların devlet desteğine kavuşması için önlerine düşüp kaymakamlığa, valiliğe gitmeliyiz.
İnananlar unutmamalıdır ki, Allah hiç kimseye başkalarına maddi ve manevi eziyet hakkı tanımamıştır. Allah, ben kul hakkını affedemem, bana kul hakkıyla gelmeyin buyuruyor.
Yaşantımız içinde bilmeyerek kul hakkı ihlali yaptık isek, bayram bir vesiledir.
Af edelim af dileyelim, karşımızdakilerin gülümsediğini görelim.
Nice bayramlara sevdiklerimizle birlikte sağlık ve mutluluk içinde kavuşalım duam ile.