Cumhurbaşkanımıza her vesileyle çatmayı artık siyaset haline dönüştürmüş biri var.
Adını anmayacağım.
O kendini bilir.
Hani AYM’nin kararına Cumhurbaşkanımız haklı ve yerinde bir demokratik tepki koyunca ertesi gün “Hepimiz Zühtü’yüz!” mantığıyla AYM’nin ve AYM Başkanının arkasında hizalanma gereği duyan kişi var ya, o işte!
Hizalanmak yetmezmiş gibi isim vermeden Cumhurbaşkanımıza laf dokundurmaktan da geri durmamıştı...
Evine çekilmek yerine siyasi hareketimizin liderinin karşısına geçmeyi şiar edinmiş zata Cumhurbaşkanımıza ettiği kem sözlerden dolayı benim eleştirilerim olmuştu.
Meğer ben yurtdışındayken gene katıldığı CNN programında hakkımda da kendisine artık yakıştırdığım bir tavırla suçlamalarda bulunmuş.
Eleştirmesine hiçbir itirazım olmaz benim.
Ama bel altı vuruşlara tenezzül edecek kadar kendini düşürmesine doğrusu geçmişteki hukukumuz dolayısıyla acıdığımı söylemeliyim.
Benim eleştirilerim kendisine hatırlatılınca demiş ki “O önce kendi geçmişiyle yüzleşsin.”
Hay, hay!
Herhalde bilmiyor kendisi.
Kibri kendinden başkasını görmeyecek noktaya ulaşmış olmalı ki kendimle ve geçmişimle yüzleştiğim kitabımdan bihaber besbelli.
“Yemyeşil Şeriat Bembeyaz Demokrasi” adlı kitabımda hem geçmişimizi anlattım, kendisinin de içinde bulunduğu o değerli geçmişimizi anlattım, hem de kişisel geçmişimle yüreklice yüzleştim.
Kendimi de cesaretle eleştirdim hatalarımdan dolayı.
Madem çok istiyor geçmişle yüzleşmeyi, hay hay kabul ediyorum...
CNN Türk’teki muhiplerine söylesin, birlikte çıkıp hem geçmişimizle yüzleşelim, hem de bugünümüzle...
Kendisi varsa, ben varım...
***
Mecbur kalmadıkça veya beni mecbur bırakmadıkça geçmişin hatırına asla kendisine saygısızlık anlamına gelecek laflar etmeyeceğim o zata diyeceklerim var elbet.
Dinle kardeşini...
Bırak sen onun bunun geçmişini.
Hatta kendi geçmişini de bir kenara koy.
Sürekli kendi geçmişin üzerinden siyasi bir itibar kazanma sevdasından da vazgeç.
Kendi geçmişin üzerinden başkalarına afra tafra yapmak veya başka kardeşlerine üstünlük taslamak da inancımızla ve dava ahlakımızla bağdaşmaz bizim...
Asıl bugününe gel...
Bugünümüze gelelim hep birlikte...
Unutma ki bugünlerin yarınlarda geçmiş olarak anılacak..
Ve birileri de sana “geçmişinle yüzleş!” diyecek...
Yedi düvele karşı mücadele verdiğimiz bir süreçte, malum küresel ve bölgesel güçler ile onların içimizdeki işbirlikçilerinin Erdoğan liderliğini tasfiye etmek istedikleri bir süreçte asıl durduğun yeri gör de öyle konuş...
Erdoğan liderliğini tasfiye etmeyi amaçlayan bir siyasi projenin içinde bulunmak veya bu siyasi projeye söylemsel düzeyde lojistik sağlamak, en fenası da AK Parti içine hamle yaparak partiyi tam da birlik ve beraberliğe muhtaç olduğumuz bir dönemde iç tartışmaların içine çekmek sorarım ben sana hangi akla hizmettir?
AYM kararını doğru bulabilirsin ama sırf Cumhurbaşkanımız eleştirdi diye kalkıp “Hepimiz Zühtü’yüz!” diye kendini birilerinin yanında ve liderimizin karşısında konumlandırmak sana yarınlarda nasıl bir geçmiş bırakacak acaba hiç düşündün mü?
Ben geçmişine bir şey demiyorum, asıl bugününe bakıyorum.
Çünkü yarınlarda “geçmiş” diye anılacak bugünlerin hiç de hayırla yad edilmeyecek...
Bugün yad edilmediği gibi...
Unutma ki hepimizin ortak bir geçmişi var.
Biz de o geçmişin bir parçasıyız.
O geçmiş üzerinden benim gibilere üstünlük taslayamazsın.
Çünkü gençliğimiz ve ömrümüz o geçmişime ait.
İşkence izleri de yüreğimizde/belleğimizde duruyor, hapishanelerin dört duvarları da...
Sokaklarda vuruşa vuruşa geldik.
Çocuklarımızın nasıl büyüdüğüne bile tanık olmadık.
Evlerimizin yüzünü görmedik.
Çileyse çile çektik.
Acıysa acı...
O yüzden o geçmiş üzerinden bize afra tafra yapamayacağını biliyorsun.
Ama diline doladığın o geçmişin çok az bir kısmında hatam var elbet.
Ben o hatalarımla yüzleşme yürekliliği gösterdim.
Bari sen de bugünkü hatalarınla bir an önce yüzleşme yürekliliği göster ki yarınki kuşaklar senin geçmişe dair bugün senin söylediklerine benzer şeyler söylemesinler...