Ukrayna Rusya Savaşı.
Amerika'nın dünyanın başına bela ettiği kumpas.
Bir tarafta küresel çetenin sahaya sürdüğü işbirlikçi komedyen Zelenski, diğer tarafta tuzağa düşmüş Putin, tam orta yerde de kendini olayların içinde bulan Ukrayna halkı.
Mevcut durum bu.
Kendi düşen ağlamaz diyebilirsiniz, bunlar onların sorunu, bize ne kardeşim diyebilirsiniz.
Ancak mesele o kadar basit değil, zira oradaki ateş bizi de yakıyor, orada yaşananlar bizi de etkiliyor.
Birincisi yanı başımdaki yangın bana da sıçrayabilir.
İkincisi tahıl koridoru kapandı, açlık tehdidi kapıda, gıda krizi kapıda, fiyat artışları yolda.
Bu nedenle ülke menfaatlerimiz için, insanlık için olaya müdahale etmek zorundayız.
Bizde öyle yaptık.
Tahıl Krizi...
Oluşan şartlar nedeniyle Türkiye sahaya indi ve arabuluculuk görevini üstlenerek Ukrayna ile Rusya'yı aynı masada buluşturdu.
Enteresandır bu tablo savaşan iki Hristiyan ülkenin de istediği bir tabloydu. İkisinin de güvendiği tek ülke Müslüman Türkiye'ydi.
Aylardır birbirini yiyen ve hiçbir konuda anlaşamayan iki düşman Hristiyan ülke bugüne kadar tek bir konuda anlaştı.
O da iki ülke arasında Türkiye'nin hakem ve garantör ülke olması.
Oysa paylaşılamayan ülke Türkiye Müslüman ve tüm İslam aleminin bayraktarı olarak bilinen bir ülkeydi.
Buna rağmen istendik.
Ülkemizin geldiği nokta, kazandığı itibar ve güven gerçekten Türk milletine, Türkiye sevdalısı ülkelere gurur verecek seviyede.
Türkiye'de kendisine güvenenleri ve kendisiyle övünenleri mahcup etmedi.
Yaptığı akıllı manevralarla iki ülkeyi orta noktada buluşturdu ve 22 Temmuz 2022 tarihinde tahıl koridoru anlaşmasını imzalatmayı başardı.
Devlet Budur...
İnanılmaz bir süratle İstanbul'da tahıl koordinasyon merkezini tesis ettik.
Bu merkezde Rus ve Ukraynalı gözetmen heyetleri misafir ettik.
Boğazlara giriş ve çıkışta kontrol noktaları oluşturduk.
Alınan dizi tedbirlerle sistemi kusursuz bir şekilde işletmeyi başardık.
Bu başarı yetmedi ve BM Genel Sekreteri Guteres'i İstanbul'a getirerek deyim yerindeyse işin nasıl yapılması gerektiğini gösterdik.
Türkiye'yi ayakta alkışlayan Guteres, gördükleri karşısında ezildikçe ezildi.
O ezildi mi bilemeyiz ama gerçek şu ki bu işler gerçekten BM'in yapması gereken işler.
"Bir Türk BM'ye Bedeldir"
Bizlere güç ve gurur veren her biri altın atasözlerimizdir.
İşte onlardan biri...
"Bir Türk dünyaya bedeldir."
Bu söz günümüz koşullarında evirildi ve yeni bir hal aldı.
"Bir Türk BM'ye bedeldir".
BM'nin görevlerine bakarsanız; çatışma, savaş ihtimallerini ortadan kaldırmak, süregelen savaşları sonlandırmak, insanoğlunu bu tür olayların sebep olduğu krizlerden korumak gibi birçok insancıl madde var.
Ama nerdeeee....
Bunlar kâğıtta yazanlar.
Var mı kâğıtta yazanlardan bir tane kıvırdığı.
Yok...
Guteres niye uğraşsın ki nasıl olsa Erdoğan var.
Birleşemeyen Milletler neden uğraşsın ki nasıl olsa Türkiye var.
Aman Allah'ım Daha Neler!
Türkiye kendisine güvenenleri bir kez daha mahcup etmedi ve tahıl krizi ile birlikte ateşkes konusunu da gündeme getirip çözmeyi başardı.
Dünya şaşkınlık içindeydi.
Aman Allah'ım savaş bitiyor mu ne?
Ancak bu sevinç için henüz çok erkendi.
Çünkü aynı şaşkınlığı yaşayan birileri daha vardı.
Şeytandan bozma küresel çete...
Yani savaşın bitmesini istemeyen savaş baronları.
Şaşkınlığı kısa sürede atan bu moronlar hemen devreye girdiler ve gecenin kör vakti iki esrarengiz helikopteri Ukrayna topraklarından havalandırdılar.
Helikopterler Rus hava sahasına girdiler ve savaşta ilk defa Rus şehri Belgorod'da bulunan bir akaryakıt istasyonuna bomba yağdırdılar.
Neden yapıldığı hala muamma olan bu saldırıda iki Rus öldü ve barış anlaşması o dakika bitti.
Zelenski Baron mu...?
Zelenski'den habersiz(!) kalkan o iki Ukrayna helikopteri neden Rusya içlerine kadar girerek bu saldırıyı gerçekleştirdi, bu saldırıda amaç neydi?
O gün bugündür bu ve benzer sorular cevap bekledi ancak başta Zelenski olmak üzere tüm Ukrayna cephesi bu konuda üç maymunu oynadı.
Oynanan kirli oyun bununla da kalmadı.
Tahıl koridoru anlaşmasında Rusya'nın taleplerine sırt çeviren baronlar uzun vadede gıda konusunu da krize soktular.
Yaklaşık bir yıldır taleplerinin karşılanmasını bekleyen Rusya, talepleri karşılıksız kalınca anlaşmadan çekileceğini açıkladı.
Bana göre bilerek talepler görmezden gelindi ve Rusya anlaşmadan çekildi.
Bugün gelinen noktaya baktığınızda bir arpa boyu yol alamadığınızı görüyorsunuz.
Savaş halen olanca hızıyla devam ediyor, tahıl anlaşması yürümüyor ve işin daha da kötüsü barış hiç konuşulmuyor.
Zaten vahşi batının istediği de bu.
İşte Vahşi Batı ile Türk'ün Farkı...
Batı savaştırmak için uğraşıyor Türkiye ise barıştırmak için...
Batı dünyaya virüs yaymak için uğraşıyor biz ise maske dağıtmakla uğraşıyoruz...
Batı savaşı devam ettirmek için uğraşıyor biz ise bitirmek için uğraşıyoruz...
Batı terör koridorunu açmak için yırtınıyor biz ise tahıl koridorunu açmak için...
Sizce bu işin sonunda hangisi dünyaya hükümdar olur.
Vahşi Batı mı, Türk dünyası mı?