OSes Türkiye yarışmasında seyircilik hayatımın en sıcak diyaloglarından birini seyrettim.
Sıcak olmasının dışında sadece yayıncılara değil tüm Türkiye’ye ders olması gereken bölümler vardı.
Tek ve uzun bir yazı olması için de bugüne saklamaya karar verdim.
Herkes kazananları yazar ya, benim hayran olduğum ders çıkardığım bölüm bir kaybedenle ilgili.
Kaybederken hepimize ders veren kişinin adı Aysun Akalın. Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi, profesör sıfatı taşıyor.
***
Türkiye’de ekranlarda yayınlanan tüm yarışmalarda ortak bir nokta var.
Yarışmacıların çoğu ekranı ve yayını, yırtmak, yani tanınmak ve bunu paraya çevirmek amacıyla kullanır.
Stratejiler, çıkarılan kavgalar, dikkat çekme çalışmaları, zayıf bulunan karakterler üzerine oynamalar falan hep bu amaca hizmet eder.
Aysun Hoca, bize, hobisini eğlence haline getirmenin mümkün olduğunu öğretti ilk başta...
Yarışmaya katılma kararını vermesini, kendi gibi olanları cesaretlendirme ümidini o kadar güzel anlattı ki... Onca yıldan ve yüzlerce yarışmadan sonra ne güzel böyle bir örnekle karşılaşmak.
***
Yayıncılık dersi meselesine de gelelim... Öncelikle bu tür çok seyredilen yarışmalara binlerce aday başvuruda bulunur. Doğru ve hikayesi olan ya da ekranda dikkat çekeceğini düşündüğün aday seçmek başarıdır.
O Ses Türkiye iyi bir seçimle reytingden daha önemli olan müthiş bir prestij kazandı.
Profesör olmuş birinin bilgi yarışmasına katılmasına şahit olunabilir ama şarkı söyleme yarışmasında olması her zaman dikkat çeker.
O Ses Türkiye şimdi yarışmacı baremini çok yukarılara taşıdı.
***
Jüri üyelerine gelince, karşılarında bir profesör görmek onları da belli ki mutlu etti.
Gökhan ve Murat Boz gayet sıcak ve iyi götürdüler diyaloğu.
Hadise çok sıradan bir durummuş gibi davrandı ama doğru olan konuşmayı biraz daha açacak tevazuyla gitmesiydi.
Sonuçta çok sık karşılaşılan bir konuk profilinden söz etmiyoruz.
***
Sadede geleyim...
Ekranlarda yırtma derdi olan ünsüz ya da yarı ünlü profiller ve onların çabaları aslında zihnimizi kirletmiş bir hayli...
Aysun Hoca, seçtiği tango ve sonrasında yaptığı konuşmayla hepimizin bu durumu fark etmesini sağladı.
Bir milat falan olmaz ama hepimizin bu tür arınma süreçlerine belki daha fazla kulak verir yapımcılar.
Ve ekranda var olma sebebi eğlenmek olan insanlar da çıkar karşımıza...