Şehzade Beyazıt’ın ölüm sahnesi Muhteşem Yüzyıl’da Çarşamba gecesine damga vuran anlardan biriydi. Geçen hafta yayınlanan savaş sahnelerinden sonra bu hafta infaz sahnesinin daha başarılı olduğu söylenebilir.Savaş sahnelerinde arka plandan görüntüye giren hareketlilik konusunda hala ciddi eksikliklerimiz var maalesef. Bu hafta kafama takılan bir başka nokta oldu.
Beyazıt’ı canlandıran Aras Bulut İynemli, Öyle Bir Geçer Zaman Ki’den beri kafamızda iyi oyuncu. İyi bir oyuncu olmak yeteneklerin daha da geliştirilmesine engel değil. Zor sahnelerde fazla nefes nefese kalan ve başta burun deliklerinin açılıp kapanması dahil aynı mimikleri veren bir görüntüsü var Aras Bulut İynemli’nin. Bu şimdi sorun olmaz ama ileride çekilmiş zor sahne sayısı yüzlerle ifade edildiğinde seyircinin kafasında ezberlenmiş mimik haline gelebilir. Genele baktığımızda yaşanan acı bir sahneydi. Seyirci masum çocukların hayatını kaybetmesinden asla hoşlanmaz burada da öyle olmuştur. Muhteşem Yüzyıl tarihi sevdirdi deniliyor ama ben zaman zaman sevdirmek yerine “bize böyle anlatılmamıştı” duygusuna kapılıyorum.
Güzel program oldu...
Elif Çakır, Söz Bitmeden’de AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu’yu ağırladı. Güzel program oldu. Niye diyeceksiniz, söyleyeyim... Bizim ekranlarda söyleyeceğin şeyi net olarak söylemek yerine satır arasında ve ancak kafa yorularak anlatma marifet sayılır.
Aziz Babuşcu o yöntemi kullanmıyor, ne söyleyecekse açık açık ve herkesin anlayabileceği şekilde söylüyor. Dolayısıyla da profesörden tutun da ilkokul mezununa kadar herkes söylenenden aynı şeyi anlıyor. Elif Çakır da dersine iyi çalışmış, o da konu başlıklarını iyi açtı ve sonuçta ortaya güzel bir yayın çıktı.
İyi konuk yetmez...
Sohbet programlarında en fazla yapılan hatadır, iyi konuk çağır, yayını akışına bırak gitsin. Bunun doğru olmadığı önceki gece Mesut Yar’ın programında ortaya çıktı. Okan Bayülgen ve daha bir sürü iyi konuk stüdyodaydı ama programın belirleyicisi olan an yayın öncesi bir çalışmaydı. Okan Bayülgen programlarından birinde Atv’de Müge Anlı’nın programına katılan bir teyzenin görüntülerini ekrana getirmiş. Daha doğrusu o teyzenin sık sık kullandığı “dedim,dedi” bölümleriyle dalga geçmiş.
Mesut Yar ve ekibi de Okan Bayülgen’in dalga geçtiği “dedim-dedi” tarzı bir konuşmasını bulmuş, onu yayınladı. O ana kadar biraz da soğuk bir tavır çizen Okan Bayülgen programa daha fazla ısındı ya da ısınmak durumunda kaldı. Yayın öncesi çalışmanın nimetleri açısından önemli bir örnekti bu...