Dünyada 800 milyon insan açlıkla savaşıyor ama 6 milyar kişiyi doyuracak kadar yemek çöpe gidiyor. TBMM ve bazı kuruluşlar harekete geçti ama acaba bizler ne yapıyoruz? Lokantada tabağınıza atmayacağınız bir kürdanla bile sokak hayvanınlarının hayatını kurtarabileceğinizi biliyor musunuz?
Ramazan ayı, hayatımızı devam ettirmemizi sağlayan yemek eylemini frenlemekle, nefisle ilgili. Nefsine hakim olmak Müslümanlığın en önemli kurallarından. Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” sözünü bilmeyen var mı Hz. Muhammed’in.
İşim yemek. Belki de en önemli haftaların içindeyim mesleğimle ilgili. Öyle ya, her köşede birbiri ile yarışan iftariyelikler, sahur için tok tutan öneriler ve okuyuculardan da beklentiler varken.
Şahsen merakım iftarda ne yiyelimden çok, tüm sene içinde yediğinizin ne kadarını başkalarıyla paylaştığınızla, ne kadarını çöpe attığınızla ilgili. Mesela aç kaldığınız saatler size dünyanın başka bir köşesindeki açları hatırlatıyor mu?
Daha yakına gelelim. Hani dün pide yerken, bacağınıza sürtünen o minik kedi? Başını mı okşadınız yoksa itelediniz mi? İlkini yaptıysanız bu yazıyı okuyun. İkinciyi yaptıysanız çok yolunuz var, bu yazı yetmez.Sizi bir lokantada ne keyiflendirir? Ben tabağımdan ilk lokmayı alacakken, tam o sırada gözüme ilişen aç bir köpek veya kediye lokmamı vermekten keyif alırım. Sonrasında huzurla karnımı doyurmaya başlar sohbetten bin kat daha fazla zevk alırım. Eğer masamda “Tabakta kalan yemekleri hayvanlarla paylaşıyoruz” bilgisi varsa zaten o gittiğim lokanta benim için yıldızlı oluyor. Elbette çöpe atılan yemeklerin hayvanların sorunlarını çözebilecekleri doğrudur ama aç insanlar için de başka ve sağlıklı çözümler gerekiyor.
MECLİS’TEN MÜTHİŞ BİR KARAR
Geçtiğimiz hafta TBMM’den müthiş örnek bir karar çıktı. Bundan böyle Meclis, kalan yemeklerini çöpe atmayacak, hayvanlarla paylaşacaktı. Meclis’ten beklediğimiz hayvan hakları yasaları henüz şahane değil ama bu davranış gerçekten şahane oldu. Ayakta alkışlıyor, sözü; otelcilik, alış veriş merkezleri, büyük market zincirleri içinde tüm Türkiye’ye örnek olacak markalara bırakıyorum.
Onlar attıkları yiyeceklerin farkına varmış, bundan rahatsızlık duymuş ve hayvanların karınlarını doyurmaya karar vermiş markalar. Sanırım bir yıl kadar önceydi. Barınak gönüllüsü arkadaşlarımın feryadına aracı olmaya çalışmıştım. Yaklaşık bir ay boyunca eksiksiz tüm makarna ve ekmek fabrikalarını şahsen aramıştım. Bir tanesi hayvanat bahçesi ile anlaşmalıydı, bir diğeri de atıkları galeta olarak değerlendirdiğini söyledi, çoğu bin dereden su getirdi.
Elimde koca bir sıfır vardı. Yani taşın altına elini koymadıklarının canlı şahidi olmuştum. Bu iş kolay değil iyi biliyorum ama sistem kuruldu mu kararın altına imza atan rahat uyur.
Develi Restaurant’a teşekkür etmeliyiz. 2012 senesinde kar kış kıyamette 5 günde tam 1 ton yiyecek toplayarak bu işe öncülük etti. Yardımları kesintisiz hala devam ediyor. Dileğim hiç bir yemeğin çöp olmaması, tüm markaların da bu işletmelerden feyz alması.
BARINAK GÖNÜLLÜSÜ FERHAT DOĞAN’DAN ÖNEMLİ BİR RİCA!
Ormanlık alanda yaşayan köpek gruplarının bazı hayvanseverler tarafından büyük ebatlı kemikler ile beslenmeye çalışılmasından şikayetçi. Hayvanlar büyük kemikleri hızlı yiyemediği için aralarında kavga çıktığını, bu sebepten çok fazla köpeğin öldüğüne şahit olduğunu söylüyor “Lütfen bu tip alanlarda hayvanlara büyük ve kalın kemik vermeyiniz” diyor.
MİNİ HAYVANAT BAHÇESİ İLE EKMEĞİN ÇÖP OLMASINA SON!
Ramazan Bingöl Et lokantası ise ilginç bir yöntem geliştirmiş. Tabakta etlerin neredeyse hiç kalmadığını en çok ekmek ve yeşilliğin çöp olduğunu belirtiyorlar. Üç şubelerinde; tavşan, keçi gibi hayvanlarla keyifli küçük birer çiftlik yaparak hem bu malzemeleri çöpe atmaktan kurtardıklarını hem de çocuklara hayvan sevgisini aşılamaya çalıştıklarını belirtiyorlar.
LÜKS MEKANLARDAN SOKAĞA SERVİS
FSG (Four Seasons Gönüllüleri), 40 kişilik ekibinin 10 kişisiyle hayvanlar ile ilgili başlık altındaki organizasyonlar düzenliyor. 11 ayrı organizasyondan 700 kg yemek toplamışlar. Projeye katılan Osmani Restaurant, yenilebilecek gıdaları tabaklardan ayırtma bilincinden, barınak gönüllüleri gelene kadar yemekleri soğuk zincirde tutmayı iki senedir başarıyor. Müşterilerden en büyük ricaları tabaklara kürdan, plastik gibi maddeler atmamaları. HAYTAP’ın özverili çabasıyla Migros’un işbirliği çerçevesinde tüm Türkiye genelinde başlayan bu yardım ağına her geçen gün yeni bir MİGROS şubesi ekleniyor. Cevahir AVM, yemek katlarında artan yemekleri özel bir ayrıştırma işleminden geçirdikten sonra Şişli Belediyesi aracılığıyla hayvan barınaklarına gönderimini sağlıyorlar.