Çinliler, bir insanın çevresinin sürekli alt üst olarak, hayatının allak bullak olmasını istedikleri zaman “İlginç zamanlarda yaşayasın” diye beddua ederlermiş.
Paralel medyaya bu bedduayı kim etti bilmiyorum ama belki ettikleri bedduanın dönüp kendilerini vurması olarak da varsayılabilir.
Niye mi böyle düşünüyorum?
Alın size bir cümle. “Onların Müslümanlıkla, dinle, imanla alakası yok. Varsa yoksa para. O, adı saman mı, sap mı, o televizyonun uzantılarını, bütün saplarını, bütün samanlıklarını, hepsini yakacağız. Saman oldukları için de büyük ateşlere, benzine ihtiyaç yok. Tek kibrit yetecek”
Yok. Ak Parti cenahından, CHP’den, MHP ya da HDP’den değil bu tehdit.
Tehdidin sahibi Hak ve Eşitlik Partisi (evet var böyle bir parti, kısaca HEPAR) Genel Başkanı emekli general Osman Pamukoğlu.
2009 yılında söylemiş bu cümleyi.
“Ne var canım bunda? Ne kadar oyu var ki?” dediğinizi duyar gibiyim.
Samanyolu grubu da bu tehdide pabuç bırakmamış. Aynen sizin gibi düşünmüş ve bir açıklama yayınlamış. “Artık paşa değilsin” denilen açıklamada özetle “Ülkemiz hukuk devleti ve hukuk herkes için işliyor. Meydanlarda 40-50 kişiden fazlasını toplayamayan Pamukoğlu tehditler savurabilir ama halk neyin ne olduğunu çok iyi biliyor”
Biri diğerine yakarım seni, öbürü de cürmün kadar konuş diyor yani.
Dün kanalları gezerken Bugün TV’de Osman Pamukoğlu’nu görünce işte o Çin bedduası geldi aklıma.
Bu nasıl allak bullak olmaktır ki, dün 40-50 kişiyi ancak toplayan bir siyasisin diye küçümsediğin adamı bugün Ak Parti’nin karşısında diye televizyonunda ağırlıyorsun.
Halk neyin ne olduğunu çok iyi biliyor diyorsun da değişen ne peki?
Halk mı? Osman Pamukoğlu mu? Yoksa siz mi?
Paralel evreniniz herkese beddua etmekle, ithamlar da bulunmakla, kendinizi sütten çıkmış ak kaşık görmekle dönüyor olabilir ama gerçek hayat böyle değil.
Paralel “ilginç zamanlarda” yaşarken, Doğan medyası farklı mı?
Bakın Ertuğrul Özkök’e.
Hürriyet Gazetesi’nin 20 yıl boyunca değişmeyen, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen yayın yönetmeni, etik dersi verebiliyor bu ülkede.
Ki, Hrant Dink’i hedef gösteren, Ahmet Kaya’yı ölüme yollayan, Yaşar Kemal’i terörist, vatan haini ilan eden, Akın Birdal’ın vurulmasına neden olan, Birand ve Çandar’ı andıçlatan, Orhan Pamuk’u neredeyse taşlatan, kürtleri, muhafazakârları yok sayan, yalan manşetleriyle hayatları karartan, elindeki kanı temizlemeden etik dersi veremeye kalkan Özkök’ten bahsediyoruz.
Bugün istifanın onurlu bir davranış olduğunu söyleyen Özkök’e kim “ilginç zamanlarda yaşayasın” demişse, tutmuş anlaşılan.