Son günlerde yaşanan acı olaylar insanları başka şeylerle ilgilenmekten çok uzaklaştırdı.
Futbolda olaylardan çok etkilendi. Haftanın derbi maçı alınan ihbarlar yüzünden ertelendi.
Zaten milli maç trafiğinden lig bir hafta ötelenmişti. Şahsım bu tür ötelemelerden yana hiç olmadı. Eğer futbolcu haftada iki maçı kaldıramıyorsa futbol oynamamalı. Şikayetçi olan Cristiano Ronaldo’ya, Lionel Messi’ye bakıp utanmalı derim.
Çok önemli olan başka bir durumda şu. Bir kısım Trabzonsporlular “Madem ki ‘acaba’ ortadan kalktı... Sakatlıkları geçtiği halde korkudan sakatlığım devam ediyor deyip kaçak güreşenlerle, sahada oynarmış gibi yapanları kadroya almayıp; Muhammet, Ramazan, Yusuf gibi gençleri sahaya sür” diyor. Açıkça benim de düşüncem bu yönde. Başkan ve yönetim de haklı olarak elimizde ki futbolcuları sahaya sür ki oynasınlar da seneye az zararla bu futbolcuları satalım.
Ha efendim böyle olursa futbolcuları nasıl satarız. Arkadaş bu güne kadar kaptırılan para Trabzonspor’u batırmadıysa bu futbolcuların oynatılmamasından gelecek olacağı varsayılan zararında Trabzonspor’u sarsamayacağız ortada. Ama oynatılan gençler takıma yerleşirse 4-5 tane mevki için uzun yıllar yabancılara paramız peşkeş çekilmez.
Bu hareket tutarsa - ki ben tutacağına inanıyorum - o zaman yetkililer bizim kararlı ve kişilikli hocamız var diyerek kimse yeni sezona hoca aramaz. Bu hareket yapılmazsa ne olur?
“Erkan Zengin topu içeri oynar. Yusuf sol bek mi, sol açık mı olduğunu anlamadı için hakaret yer. Cardozo mı, Muhammet mi oynasın yoksa ikisini mi oynatmalıyım? Mehmet Ekici iyileşti mi, Özer ne zaman sakatlanacak? Bizde oynaması zor olan Okay, Milli Takım’a gitti, şimdi ne yapacağız? Bosingwa çok terbiyeli çocuk, liberomu, sağ bek mi veya nerede oynatsak? Douglas’ı oynatalım da satarız! Mustafa mı Aykut mu oynasa? Esteban formda ama Onur da kaptan.. Ne yapacağız?” diye düşünür ne yapacağımızı bilemeyiz.
Kararlı ve kişilikli olmak gerçek; yoksa İYİ BAYRAMLAR.