Derbi maçta kazanan Fenerbahçe oldu.
Bu öyle böyle bir galibiyet değil. Ezeli rekabet tarihine geçecek önemde bir maçtı. Maçın 21. dakikasında 10 kişi kalan Fenerbahçe, müthiş bir savunma/hücum stratejisi ile karşılaşmadan galip çıktı. Galatasaray, Fenerbahçe karşısında neredeyse pozisyona giremedi. Sarı lacivertliler müthiş oynadı, hem de 10 kişi ile...
Tüm futbolcular, özelikle Fred, olağanüstü bir maç çıkardı.
Derbide futbolcular hiçbir şey yapmadı; sonuna kadar haklılardı. Hakem hatasına rağmen kazanmışlar, mücadelelerinin ödülünü almışlar. Tabii ki sevinecekler ve taraftarlarının yanına gidecekler. Ancak koca koca adamlar, yöneticiler, nasıl göründüklerinin farkındalar mı acaba?
Ligin başından beri aynı şeyleri söylüyorum. Çok karakterli futbolculardan oluşan, çok güçlü bir Fenerbahçe kadrosu var. Saha içinde kalındığında bu sezon dört kupanın da alınması bu kadro ile mümkündü. Bu maç özelinde İsmail Kartal'ı da bilhassa tebrik etmek gerekiyor. Taktik anlayışı, oyuncu değişiklikleri, teknik direktör dokunuşu tam yerindeydi. Belli ki bu defa maça iyi hazırlanmış. Kazanılan bu maç, Galatasaray'ın şampiyonluk kutlamasına mı, yoksa şampiyonluğuna mı mal olacak 5 gün içinde göreceğiz.
Her şey mümkün.
Neden bu defa Fenerbahçe son maçta şampiyon olmasın?
Neden bir defa da Galatasaray bu travmayı yaşamasın?
Zafer inananlarındır.
ALİ KOÇ'UN HİDDETİ
Fenerbahçe'nin tarihi derbi zaferi ile herkes güldü, eğlendi. Gelelim maç sonundaki olaylara ve açıklamalara. Maçta Fenerbahçe tarafından kazanılan zaferin ardından, yaklaşık 1,5 saat sonra Ali Koç, Rams Park Stadyumu'na giriş yaptı.
Haftalardır kendisini göremiyorduk.
Sivas ve Konya beraberliklerinden sonra hiçbir platformda tek bir kelime bile etmemişti. Bu defa kazanılan maçın ardından Ali Koç, futbolcularla birlikte tekrar sahaya çıktı, tribünleri selamlamak istedi. Oysaki Fenerbahçe taraftarı da çoktan stadyumdan çıkmıştı, tribünler bomboştu. Sahaya çıkış amacı tam olarak anlaşılamadı! Açılan küçücük bayrağı içine sindiremeyen stadyum yetkilileri müdahale edince olanlar oldu. Ali Koç ve beraberindekiler, birkaç Galatasaray yöneticisi ve çalışanını darp ederek bir süre sahada kaldılar. Bu noktada küfürler, hakaretler, tehditler gırla gitti. Bir ara Ali Koç, Selahattin Baki'nin üzerine yürüyerek yakasına yapıştı ve sert bir şekilde silkeledi. Selahattin Baki'nin "Beni mi buldun başkan?" sözlerini tebessümle izledik. Ancak sonrasında gördük ki Samandıra'dan yapılan yayınlarda bu ikili bir aradaydı. Yaşanan olumsuzluk unutulmuştu. Belli ki şu andaki Fenerbahçe yönetiminde bu tip bir ilişki modeli normal karşılanıyor. Geçmişte Ali Koç'un benzer bir davranışı üzerine, kulübün iki numarası, başkan vekili, Semih Özsoy istifa etmiş ve kendisinden özür dilenmesine rağmen geri dönmemişti. Yine bir sonraki dönemde başkan yardımcısı Ömer Temelli de Ali Koç'un kendisine sert bir söylemi sonrasında istifa etmişti. Yani anlayacağınız bu ilk değil, son da olmayacağa benziyor. Değişen ise yöneticilerin kabullenişleri.
Ali Bey'in maç sonrasında Dursun Özbek'i "düelloya" daveti de bir başka enteresan konu. Dursun başkanın da Ali başkana saatler sonrası çocukça "Cesaretin, delikanlılığın varsa gel, buradayım" cevabı gecenin tuzu biberi oldu.
Ali Koç gece boyu oynadığı Polat Alemdar rolü sonrasında, ağzından çıkan "düello" kelimesini "tartışma" diye düzeltmiş olsa da Galatasaray Başkanı'nı düelloya davet eden Fenerbahçe Başkanı olarak tarihe ismini yazdırmayı başardı.
Ligin bitimine 1 hafta kala gelen derbi galibiyetinin, 3 hafta sonra yapılacak başkanlık seçimleri için malzeme yapmak isteyen Ali Koç'un sonraki açıklamalarının amacı zaten belliydi.
Buradaki esas amaç 6 yılda kazanılan 0 kupaya mazeret arayışı ve bir taraftan da "Gördünüz hakemler sonuçlara etki ediyor" ispatını ortaya koymaktı. Ne yönetim listesi, teknik direktör ne yıldız transfer ne de sponsorluk... Fenerbahçe'nin yeni başkanı, önce bu düzeni yıkacak! Yıkamayacak, deneyecekse "Tekrar aday olmanın da hiçbir anlamı yok" demez mi kongre üyeleri?
Ali Koç, "Ben başında olduğum sürece Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar" diyerek başkan adayı olmayacağı söyleminden dönmenin, halk arasındaki tabiri ile R yapmanın da yolunu bulmuş. Açıklamalarından bunu net bir şekilde gördük.
"Az kaldı düzeni yıkıyoruz" diyor Ali Koç. Yani bunun açılımı, '3 sene daha bana süre verin bu iş tamam' demek. "Biz sistemi yenemedik" diyor Ali Koç.
Bunun anlamı ise "Ben ve yönetim kurulum her şeyi mükemmel yaptık! Bizi şampiyon yapmıyorlar!"
Peki Sayın Koç siz değil miydiniz Aziz Yıldırım'a "3 yılda bir Fenerbahçe zaten şampiyon olur" diyen? Siz değil miydiniz Galatasaray ile aradaki 2 şampiyonluk farkını "dayanılmaz" sayan?
Bu söylemler ile seçim kazanmadınız mı? Siz değil miydiniz "yeniden saygı" mottosu ile rakipleri önünde ceket ilikleyerek Aziz Yıldırım'ı düzenle kavgacı ilan eden? Aziz Yıldırım kavgacı olduğu için şampiyon olamıyoruz diyen? Ey spor medyası, siz değil miydiniz Ali Koç'un bu söylemleri sonrasında "Aziz Yıldırım gitti, Türkiye'de futbol kurtuldu" diyenler?
Ne oldu?
Dün dündür, bugün bugündür, değil mi?
Gelelim Ali Koç'un "Bir derbi mağlubiyeti üzerine plan yapan, motivasyonu bozan Fenerbahçelilere de bu galibiyet armağan olsun" ve İsmail Kartal'ın "Bir derbi öncesinde hocayla anlaşmalar, açıklamalar Fenerbahçelilere yakışmaz" sözlerine:
Bu sözler tarihi bir derbi galibiyetinin ardından söylenecek sözler değil.
Sözlerin muhatabı belli. Tekrar sahalara dönen, "Galatasaray'ı orada yeneceğiz ve yeni dönem başlayacak" diyen Aziz Yıldırım. Bu sözlere ne gerek var? Fenerbahçeli futbolcular 10 kişi kaldıkları maçı zaferle noktalamışlar. Taraftarlar mutlu.
Şampiyonluk umudu yeşermişken, şampiyonluk kutlamaya gelen 60 bin Galatasaraylı stadyumdan başları önde ayrılmışken siz neyin peşindesiniz?
Peşinde olduğunuz şey belli.
6 yılda 0 kupaya rağmen 3 yıl daha başkanlık koltuğundan kalkmamak.
İsmail Hocam, senin de açıklamandan, gazetelerde Ali Koç ile ilgili haberleri okumadığın anlaşılıyor. Senin yerine hoca arayan ta kendisi. Mourinho, Pioli, hatta Montella ile görüşen ve basına haber sızdıran Ali Koç ve yönetimi. Mario Branco her gün bir teknik direktör adayı ile yüz yüze ya da zoom üzerinden toplantı yapıyor. Bu haberleri, yönetime yakın gazeteciler her gün yazıyor.
Hiç okumuyor musun?
Dzeko ve Tadic ile aranızda geçenler yine aynı gazetecilere sızdırılıp, futbolcuların sizi istemedikleri haberleri yazdırılıyor.
Bunları hiç okumuyor musunuz? Siz, "Ali Koç başkan kalsın, ben de devam ederim" diye düşünüyorsunuz da haftaya bu vakitler resmi siteden hakkınızda yazılan "geçmiş hizmetleriniz için teşekkür" yazısını okursanız şaşmayın.
Hasmınızı yanlış yerde arıyorsunuz İsmail hocam. Aslında en doğrusu nasıl olur biliyor musun hocam, Ali Koç'a söyleseniz de seçilirse yeni sezonda sizinle devam edip etmeyeceğini açıklasa bütün tartışmalar ortadan kalkar.
Fenerbahçeli futbolcuların ve alın teri ile Rams Park'a giden iki bin cesur yürekli Fenerbahçe taraftarı ve onların desteği ile kazanılan derbi galibiyetinin, Ali Koç'un bıraktığı 6 yıllık enkazı bir anda ayağa kaldırabilmesi mümkün değil.
Bu camia 6 yıl başkanlık yapıp, 0 şampiyonluk kazanan hiç kimseyi yeniden seçmedi. Tarihte kazanılan 6 şampiyonluk kupasının sahibi Aziz Yıldırım bile son 4 sezonunda şampiyon olamadığı için yeniden seçilemedi.
Ali Koç'un "Ben başında olduğum sürece Fenerbahçe şampiyon olamaz" sözlerini maç bittikten 1,5 saat sonra sahaya gelip, boş tribünler önünde şov yaparak, üç beş Galatasaraylı yetkiliyi itip kakıp, küfür ve hakaret ederek tarihten silebilmesi, 6 yılda 0 kupa kazanmış olduğunu unutturabilmesi mümkün değil.
HAYALET (!) DÜŞMAN
Son bir söz de Ali Koç'un iletişim ekibine; stratejiniz son derece çelişkili. Ali Koç'un 6 yılda 0 kupa kazanmış olmasını ismini koyamadığınız bir düşmana dayandırıyorsunuz. Ali Koç, bu düşmanın kim olduğunu söylemiyor.
Söyleyemeyecek de.
Bu durum böyle devam etmez. Ali Koç'u bir rahatlatın.
Başka bir söyleme geçin.
Sizi anlıyorum.
TFF diyorsunuz, MHK, Galatasaray diyorsunuz, FETÖ diyorsunuz. Bunlar Aziz Yıldırım zamanında da vardı. O da bunlardan şikâyet ediyordu. Ama Aziz Yıldırım mücadele edip, bir yıl da hapis yatmasına rağmen 6 şampiyonluk kazandı. Ali Bey, 2012'de "Gözümün üstünde kaşım var, sevdam aileme ve işime zarar veriyor" diyerek mücadeleden ayrıldı.
Tabii ki ondan bir Aziz Yıldırım hikayesi çıkaramazsınız.
Lütfen ya Ali Koç'un önüne koyduğunuz metinlerden birinde sürpriz yaparak adını söyleyemediği düşmanın ismini yazın, o da okusun ve bu stres bitsin. Ya da onu daha fazla zor durumda bırakmayın. Ali Koç, ismini koymadığınız o düşmanı açıklayamaz. Zaten açıklayabilseydi 2012'de evine, ailesine, işine geri dönmezdi.
Son sözüm şu: 6 sezonun muhasebesi, yapılan yanlışlar, hatalı yüzlerce transferler, gönderilen antrenörler, alınan her karardan geri vites yapmalar, taş üstüne taş koyulmayan bir dönem, 17 milyar TL'ye varan borçlar.
Bunun hesabı kazanılan bir derbi maç, iki darp üzerinden verilemez. Eğer böyle bir hesap verme şekli mümkün olsaydı Galatasaray'a ve Trabzonspor'a karşı 20 yıl, Beşiktaş'a karşı 13 yıl süren derbi yenilmezlik rekoru bulunan Aziz Yıldırım Fenerbahçe'nin değişmez başkanı olurdu.
Nisan ayında 4 kupa hedefi olan, Trabzon'dan zafer ile dönen takımı 20 günde bütün hedeflerinden uzaklaştıran, sakin kalamayan ve saha içine odaklanmak yerine saha dışına taşan Ali Koç ve yönetimi Fenerbahçe Genel Kurulu'nda düşündükleri kadar kolay hesap veremez.
10 kişi ile Galatasaray'ı kendi evinde pozisyon vermeden yenen Fenerbahçe futbol takımı yerine, sahadan çekilemeden gol yiyen U19 takımını süper kupada Galatasaray'ın karşısına çıkaran Ali Koç, o maçın da tarihe yazıldığını hayatı boyunca unutmamalıdır.