Said Ramazan el-ButiSuriye'nin ülke dışında da tanınan en önemli âlimiydi. Türkiye doğumlu ve Kürt asıllıydı. Ezher'de eğitim görmüş, bir dönem ilmi tecessüsünüRisale-i Nurlar üzerinde yoğunlaştırmıştı. Ailesi fertleri arasında başka din âlimleri olduğunu da biliyorum. Bazıeserleri Türkçeye de çevrilmiştir...
Camiine düzenlenen bir bombalısaldırıda hayatınıkaybetti el-Buti. İntihar bombacısıymışsaldırgan. Kendisiyle birlikte 50 kişi hayatınıkaybetmiş, 100'e yakın kişi de yaralanmış... 'Kim yaptı?'sorusuna Beşşar Esadçevreleri 'Elbette isyancılar, el-Buti rejime bağlılık bildirmişti'cevabınıveriyorlar... Acaba?
Başbakan Tayyip Erdoğankendisini tanırmış... DünküStar'da okudum, ''Hocam, bırak şu Beşşar'ı, artık yanında görünme, bize gel'mesajıgönderdiğini birlikte olduğu meslektaşlara açıklamış... Anladığıma göre, Hoca'nın yakınlarızaten çoktandır Türkiye'delermiş...
İman Mescidi'ydi (Mescid-ül İman) el-Buti'nin cuma vaazlarıverdiği caminin adı. Sırf onu dinlemek için insanlar uzun mesafeleri göze alır ve Mescid-ül İman'a giderlerdi. Şam'da oturduğum bir yıla yakın süre içerisinde, esas beğendiğim Hüseyin el-Hatibisimli vâiz olduğu halde, bazıhaftalar onun cuma vaazlarına da giderdim.
Pek çok yönden bizden farklıdır Suriye'deki hocaların konumu; önemlilerinin kendilerine ait samimi bir bağlıgrubu vardır... El-Buti'nin bağlılar halkasıen kalabalıklardan biriydi. Canlıbombayıkim Mescid-ül İman'a göndermişse, sadece Hoca'yıdeğil samimi bağlılarınıda yok etmeyi amaçlamış...
Kim göndermişolabilir intihar saldırganını?
Önce şu 'rejime bağlılık'sorununu bir örnekle çözelim isterseniz...
Abdülhakim el-Müneyyerbenim yaşadığım dönemde Emevi Camii'nin başimamıydı. Suriye'deki bağımsızlık hareketinin simge isimlerindendi. Kısa boylu olmasına rağmen atının üzerinde heybetli dururmuşo hareket günlerinde... İsmi bir efsaneydi, ben tanıdığımda hayli yaşlanmışHoca'nın...
Günümüzün önemli bir bölümübirlikte geçerdi. Komşuyduk. Çatışma günleri dahil bütün namazlarınıcamide cemaatla kıldığısöylenirdi. Sabah namazına geçerken komşu kapılarına vurup uyandırır, namaz sonrasıHz. Peygamber'in hayatı(Siyer) dersini verirdi... Yaşlandığıiçin dıştan okunma gerektirmeyen öğle ve ikindi namazlarında öne geçerdi...
Uzun anlatıyorum, ama sebebi var.
Ortalık birden karıştıo günlerde (1979). Birkaçyıl sonra Hafız EsadHama'da onbinlerce insanın canınıalacaktı; ama o sırada muhalefet henüz yeni yeni hareketleniyordu. Kulaktan kulağa askerlerle çatışmalar yaşandığı, 20 kadar askeri öğrencinin hayatınıkaybettiği duyuluyordu. Rejimin cevabıtelevizyonu kullanarak muhalefeti 'kâfir'ilân etmek oldu. Ülkenin adıduyulmuşne kadar âlimi varsa hepsine mikrofon uzatılıyor ve 'Ulul-emre itaat etmeyen kâfirdir'dedirtiliyordu.
Hoca, Abdülhakim el-Müneyyer, ilk gün hastalandı. Hayır hasta filân değildi, ama hastalandıişte. Camiden evine kadar etrafa 'Ben hastayım'mesajınıvererek gitti ve her vaktini camide geçiren Hoca birkaçgün evinden dışarıya adım atmadı.
Neden kendisini hastalandırdığınıbiliyor musunuz? Televizyona çıkıp muhalefeti mahkum eden konuşmayıyapmamak için... Üçüncügün akşamıtelevizyon haberlerinde mikrofona istenen fetvayıverirken izledim bizim Hoca'yı... Hasta yatağında bile rahat bırakmamışlardı...
Anladığınızısanıyorum: Suriye rejimi evvel eski âlimleri kendi haline bırakmaz; onlarıkendi çıkarıve meşruiyet iddiasıiçin sonuna kadar kullanır. Kullanım tarihi geçmişleri veya artık kendini kullandırmak istemeyenleri ise... Öldürmekte tereddüt etmez.
Muhaliflere sempatiyle bakan hocaların camilerinin içine destursuz girilip yaka paça insanlarıbir yerlere götürdükleri duyuluyordu ben oradayken; anlaşılan, bu defa intihar bombacısıgöndermişler...
Ramazan el-Butiöldürüldüğünde 90'lıyaşlarında olmalı. Tayyip Bey'in davetine rağmen yola düşmediyse cemaatini geride bırakmamak içindir.
Mekânıcennet olsun...