Avrupa Futbol Şampiyonası’na Polonya ile birlikte evsahipliği yapan Ukrayna öyle canlanmış ki... Ekonomik verileri bir kenara bırakın, turnuva Kiev gibi uyuyan şehri canlandırmış, hareketlendirmiş. Dışarıdan bakıldığında kapalı gibi görünen bu Doğu Avrupa ülkesini görmeniz için çok sebep var. THY yeni uçuşlar başlattı, üstelik 1 Ağustos’ta vize engeli de kalkıyor.
“Şehrimi beğendin mi?” dedi, çekingen bir sesle. Ne zaman garsonu görmek için başımı çevirsem bakışlarıyla karşılaşıyordum. Zayıf, sade giyimli, solgun yüzlü, 30’larının sonlarında bir kadındı. Sonunda ilk adımı atmış ve sohbeti başlatmıştı. Kiev’deki ilk günümdü ve kaldığım Borispol kasabasından şehir merkezine geleli bir saat olmuştu. “Doğrusu henüz bir şey söylemek için erken” yanıtını verdim. Sormak istediğim bir şey olursa yardım edebileceğini söyledi. Boş masa arayanlar vardı ve o da ben de birer masayı işgal ediyorduk. Sakıncası olup olmadığını sorduktan sonra masasına geçtim, sohbete başladık. Kiev’den, seyahat etmenin hafifliğinden, Türkiye’den, mesleklerimizden... Derken sıra Avrupa Futbol Şampiyonası’na geldi. Öyle ya ben vardığımda şampiyona yeni bitmiş, futbol meraklıları yorucu ve heyecanlı geçen bir maratondan sonra ülkelerine geri dönmüştü. Kiev yeniden Kievlilere kalmıştı.
POLONYA TERCİHİ ONLARI İNCİTMİŞ
Kent halkı Ukrayna’nın Polonya ile birlikte şampiyonaya ev sahipliği yapmış olmasından memnun muydu? Uçağımız Kiev Borispol Havaalanı’na inerken en çok merak ettiğim şeylerden biri de buydu. Dünyanın ülkeye bakışını, ekonomiyi, turizmi nasıl etkilemişti şampiyona. Ne de olsa çoğu kişinin fazla tanımadığı bir Doğu Avrupa ülkesiydi Ukrayna. Dışarıdan bakıldığında içe kapalı, ekonomisi ve politik durumu çok da iyi olmayan bir yer gibi görünüyordu. Suç oranının yüksek olduğu inancı vardı birçok insanda ve doğrusu şampiyonaya gelirken biraz da korkuyorlardı. Bu nedenle olsa gerek, şampiyonada yer alan takımların çoğu Polonya’da konaklamayı seçmiş ve bu da Ukraynalıları epey incitmişti.
Yeni arkadaşım Zhoriana Kulikova’ya şampiyonanın Kiev’i nasıl etkilediğini sorduğumda “Kiev normalde uyuyan bir şehirdir. Şampiyona boyunca her yer öyle canlı, öyle cıvıl cıvıldı ki bu hareketlilik beni çok mutlu etti” dedi. Akşamları şampiyonayı izlemeye gelenler için kurulan ‘fan-zone’daki kafelere gidip futbol fanlarıyla sohbet ettiğini, pek çok ilginç insanla tanıştığını, onlara Ukrayna’yı anlatıp yardımcı olmaya çalıştığını söyledi. Kiev’deki son günümde akşam yemeği için buluştuğum Irina ise şampiyona sırasında evinde pek çok kişiyi ağırladığını, aralarında Kanada’dan sadece futbol şampiyonasını izlemek için gelen bir çiftin de olduğunu söyledi.
Turnuva sonrası yayınlanan raporlara göre 8 Haziran-1 Temmuz günleri arasında sadece Ukrayna’ya bir milyondan fazla kişi gelmiş, futbolseverler otel, ulaşım, yemek ve eğlenceye 1 milyar doların üzerinde para harcamıştı. Ülkede sadece otel rezervasyonlarında yüzde 30’un üzerinde artış olduğu bilgisini okudum. Gerçek rakamların bundan fazla olduğunu düşünüyorum çünkü pek çok kişi çeşitli ortamlarda şampiyona boyunca otellerde yer bulmakta zorlandığını, fiyatların şampiyona döneminde yüksek olduğunu yazmıştı. Resmi rakamlara göre otellerin şampiyona süresindeki geliri 4.5 milyon doların üzerinde idi. Pek çok kişi ise evlerde konaklamış veya gruplar halinde ev kiralamıştı. Bunun da Ukrayna’daki bütün ev sahibi kentlerde toplam 7 milyon dolar civarında bir gelir getirdiği tahmin ediliyor.
İKİ ÜLKE ARASINDAKİ TURİZM ARTACAK
Şampiyona bitiminde gelmek iyi miydi kötü müydü bilmiyorum ancak nicedir merak ettiğim bir ülkeye ayak bastığım için mutluydum. Türk Havayolları’nın Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan yeni başlattığı Kiev seferleri için duyurduğu kampanyadan indirimli bir bilet almıştım. Aslında 1 Ağustos günü itibariyle Türkiye ve Ukrayna devletleri vatandaşlarına karşılıklı vizesiz giriş hakkı tanıyacak olan anlaşmayı çoktan imzalamıştı, ben 1 Ağustos’u bekleyemedim (bu demek değil ki yeniden Ukrayna’yı ziyaret etmeyeceğim. Çok merak ettiğim Kırım bölgesini görmek için yeniden gitmeyi çok isterim.) Hem masraflı hem eziyetli olan vize sürecinin kalkıyor olması güzel. Böylece Ukrayna-Türkiye arasındaki turizm seferleri artacak. Zaten Türkiye pek çok Ukraynalı için en revaçta olan turizm merkezlerinden. Bundan sonra Ukrayna’nın adını daha çok duyacağımız kesin.
İSTANBUL’DAN GEMİYLE 36 SAAT UZAKLIKTA
TÜRKİYE’DEN artık Ukrayna’nın pek çok kentine direkt olarak uçmak mümkün. Sadece THY’nin Ukrayna’da altı kente (Kiev, Lviv, Odessa, Donetsk, Dnepropetrovsk, Simferopol) uçuşu var. Pegasus, Kharkiv ve Donetsk’e, Onurair ise Odessa’ya uçuyor. Bir diğer yol da İstanbul’dan gemiyle 36 saatlik bir yolculuk yaparak Odessa’ya varmak. Kiev’de Borispol havaalanına indikten sonra Skybus ile yaklaşık 5 TL karşılığında şehir merkezine gitmek mümkün. Vize konusunda bilgi vermiyorum çünkü siz bu yazıyı okuduktan 10 gün sonra Ukrayna vizesi tarihe karışmış olacak.
PIROGOVO MÜZESİ DOĞASEVERLERİ ÇAĞIRIYOR
DOĞAYI, kır yaşamını seviyorsanız mutlaka kent merkezinin biraz dışındaki Pirogovo Açık Hava Müzesi’ni ziyaret edin. Gidiş biraz meşakkatli, çok büyük bir alana yayılmış müzede tek bir İngilizce tabela yok ancak yine de orada vakit geçirmek keyifli. Giriş 15 UAH, yani 3 TL civarında. Pirogovo Müzesi’ne Druzhba Navadov metro istasyonundan 172 no’lu minibüse binerek 45 dakikalık bir yolculukla varabiliyorsunuz. Burada Ukrayna’nın hemen tüm bölgelerindeki geleneksel yaşam tarzını tanımanızı sağlayacak binalar var. Bu binaların arasında 400 yıllık ahşap kiliseler de yer alıyor. Kimi evlerin içi o zamanın yaşam tarzına göre dekore edilmiş. Görmekte fayda var.
ŞEHİRLERARASI YOLCULUKTA TRENLER DAKİK VE UYGUN
UKRAYNA’DA kent içi ulaşım çeşitli yollarla sağlanıyor. Başkent Kiev’de geniş bir metro ağı var. Dünyanın en derin metro istasyonları herhalde Kiev’de çünkü yeryüzüne çıkmak epey bir zamanınızı alıyor. 2 UAH, yani 50 kuruş karşılığı alacağınız plastik jetonlarla metroda yolculuk yapabiliyorsunuz. ‘Marshrutka’ dedikleri minibüslerle kentin her yerine uygun fiyata gitmek mümkün. Ukrayna büyük bir ülke. Bir kere giderken bunu bilin. Şehirlerarasında yollar çok bakımlı değil. Bu yüzden otobüsle ulaşımı kısa mesafeler dışında önermiyorlar. Ana tren istasyonları hep tıklım tıklım çünkü çoğu Ukraynalı trenle seyahat ediyor. Uzun mesafelerde yataklı gece trenleri var. Ben Kiev’den Lviv’e, Uzhgorod’dan Kiev’e gece trenleriyle gittim. Trenler eski ve harap olsa da dakik ve ucuz. Havaalanının bulunduğu kentlere uçakla da ulaşılabilir ancak bunun maliyeti pek uygun değil.
KİEV’İN MONTMARTRE’I ŞEHRİN EN?ESKİ?MAHALLELERİNDEN
ALTIN Damlı Manastır’ın hemen arka tarafındaki füniküler ile inebileceğiniz (veya metroyla Kontraktova istasyonuna gidebilirsiniz) Podil, Kiev’in en eski mahallelerinden. Son yıllarda önemli bir turistik merkez haline gelmiş çünkü hem pek çok mimari ve tarihi esere sahip hem de bu bölgede bir çok restoran, kafe ve mağaza var. Özellikle akşamları tıklım tıklım dolan mahalleye sağlı sollu çok albenili binaları seyrederek Andrivski uzviz’den yürüyerek de inebilirsiniz. Kiev’in en büyük sanat pazarı, Andrivski yokuşunda sizi bekliyor. Aklınıza gelebilecek her türlü hediyelik veya sanatsal ürün ve antikayı burada bulabilirsiniz. Ya da her yaştan ilginç satıcıyla da karşılaşabilirsiniz. Kiev’in yukarı ve aşağı bölgesini birbirine bağlayan yokuş ‘Kiev’in Montmartre’ı olarak da tanıyor. Şu anda hala restorasyonu devam eden binalar var. Hepsi tamamlandığında Andrivski uzviz çok daha önemli bir yer haline gelecek.
Kiev, Avrupa Futbol Şampiyonası boyunca bir milyon kişinin üzerinde turist ağırladı.
NOT: Bu sayfada gezi anılarınızın veya seyahatlerinizle
ilgili sorularınızın yer almasını istiyorsanız [email protected] veya www.facebook.com/KendiniAnlatanKentler adreslerinden bana yazabilirsiniz.