Aman Dikkat!!!
Küresel çete yerel seçim falan dinlemiyor, bütün kozlarını sahaya sürdü.
Saldırılar dört koldan geliyor, her türlü tezgâh deneniyor, ülke üzerinde oynanan oyunlar oyundan oyuna geçiyor.
Tüm bunları yapabilmek için de Erdoğan'ın ifade ettiği gibi topu geliyor.
Amaç belli.
İç savaş...
Gezide, hendekte yarım kalan işi tamamlamak, oradaki ihanet girişiminin rövanşını almak.
Peki neler dönüyor, tezgâh nasıl kuruluyor...
Neler Dönmüyor ki...
Evet neler dönmüyor ki...
Şeytanın aklına gelmeyecek her yol deneniyor.
Anlatacağız ama anlatmaya başlamadan kısa bir hatırlatma.
Oynanan oyunları görebilmek için görmemiz gereken o dur ki son yıllarda ülkemizde ve dünyada tesadüfen gelişen hiçbir şey yok, her söylemde her eylemde mutlaka bir arka plan var.
Bu durumu görmezsek oyuna geldikten sonra tıpkı gezide olduğu gibi oturur ağlarız.
Bu maddi gerçeği ülkemize uyarladığınızda karşınıza çıkan, son aylarda çeşitli mecralar tarafından sıklıkla dillendirilen darbe, sokağa davet gibi söylemler.
Peki, bu söylemler tesadüfen mi dillendiriliyor, yoksa bir plan dahilinde kasten mi.
Doğru cevap "B" şıkkı.
Yani kasten.
Şimdi gelelim o kasti söylemlere.
Darbe Çığırtkanlığı...
Bu konuda en güncel, akla ilk gelen örnek CHP Genel Vekil Başkanı Özel Özgür.
Ne dedi geçtiğimiz gün vekil başkan;
"Yarın, yine gecenin bu sefer üçünde, telefon çalsın darbe oluyor desinler ayağa kalkar fırlarım, kim yaptığıyla ilgilenmem ama derlerse ki gençler yapıyor ama derim bütün partideki gençler 40 yaşın üzerindeki bütün siyasiler tasfiye olacak, 40 yaşın altındakiler bütün partiler... Ben o darbeye teslim olurum".
Yav başkan madem kırk üstü kenara diyorsun, darbeye ne gerek var.
49 yaşında bir siyasetçi olarak önce sen bir kenara çekil millet yiğit görsün.
Çekilemezsin çünkü bu konuşmanın Türkçe meali, gençler dökülün sokaklara, darbe yapın ayaklanın, destekleyelim.
Bu sözün tam karşılığı budur.
Peki Özel Özgür darbe ayaklanma gibi söylemleri ilk defa mı dillendiriyor.
Asla...
Özel Özgür hatta CHP 'de öne çıkan diğer bazı isimler fırsatını bulduğu an bu minvalde çıkışlar yapıyorlar.
İşte bunlara bir örnek daha...
Ne demişti Özel Özgür Can Atalay olayıyla ilgili Yargıtay'ın Anayasa Mahkemesi hakkında almış olduğu karara:
"Bu bir darbe girişimidir. Anayasaya sahip çıkmak için, darbe girişimini bastırmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Halkı direnmeye çağırıyoruz. Tüm Meclis gruplarını direnmeye çağırıyoruz. Tüm akademisyenleri, hukukçuları bu meseleye tepkisini dillendirmeye davet ediyoruz. Anayasayı kaldırmaya çalışanlara karşı gün direnme günüdür.
Örgütümüzden, sivil toplumdan gelecek her reaksiyonu destekliyoruz. Bundan sonra sivil toplumun yanındayız. Onların direnişine karşı, halkın direnişine karşı CHP milletvekilleri, üyeleri olmaları gereken yerde olacaktır. Sokaklarda, meydanlarda direneceğiz, bu hukuksuzluğa teslim olmayacağız."
Özel'e ilk destek bugünkü adı DEM o günkü adı HEDEP olan PKK'nın siyasi kolu yol arkadaşından geldi.
CHP'nin sokak çağrısını alan eş Başkan Tuncer Bakırhan Özel'e seslendi;
"Biz de sokakta, her yerde bu anlayışa karşı çıkan siyasi partilerle dayanışma içinde olacağız".
Gördüğünüz gibi çağrı aynı çağrı...
"Hadi dökülün sokaklara..."
Döküldüler mi?
Meraklanmayın, bu millet şerbetlendi yemezler Özgür'ün ucuz numaralarını.
Özel ve avenesi kendi çaldı kendi oynadı.
Özel Özgür'ü biraz nefeslendirelim ve geçelim Ali Koç'a...
Spor Bahane...
Gezi olaylarında ayaklananlara her türlü desteği veren Ali Koç, uzun uğraşlar sonucu FETÖ'ye en büyük direnişi gösteren ve FETÖ'nün tasfiye etmek için her yolu denediği Aziz Yıldırım'dan koltuğu almayı başardı.
Başkanlığını alan Koç tribündeki taraftarlara bir seçim konuşması yaptı.
Konuşmasında asla unutulmayacak bir cümle kurdu;
"Biliyorum şu an ihtiyaç yok ama olduğunda sokaklara ineceğinizi çok iyi biliyorum." Yav arkadaş daha göreve başlamadan, neyin ne olduğunu anlamadan sokakta neyin nesi.
Duyanın aklına ilk gelen Anadolu'nun meşhur "gönül sohbet ister kahve bahane" deyimi oldu.
Acaba işin aslı o muydu?
Ali Koç "gönül olay ister, futbol bahane" mi demek istemişti.
Biz bunları tartışırken Ali Koç'tan çok tartışılacak bir çıkış daha geldi.
Hem de darbe söylemleri, sokak çağrılarının arttığı şu günlerde.
Asla tasvip edilmeyen olayların yaşandığı Trabzon maçından hemen sonra Ali Koç Fenerbahçe camiasına ayaklanma çağrısı yaptı.
Yaşanan olaylara baktığınızda halen FETÖ'nün birçok kripto yapısının sistemde olduğuna inandığım Futbol Federasyonu ile danışıklı dövüş bir operasyon mu tartışılır.
Zira FETÖ'nün en örgütlü yapı olarak gördüğü spora sızmak için zamanında ne taklalar attığını hatırlatırım.
Benzer yapıların devrede olduğu Riyad operasyonu halen hafızalarda.
Zamanında FETÖ televizyon kanallarında spor yorumculuğu yapan Ekrem İmamoğlu'nun Riyad'da yaşananları bahane ederek sokağa dökülmek üzere yaptığı çağrı halen kulaklarda.
Akla şu soru gelebilir.
Neden hep futbol?
Hep futbol çünkü böylesi karanlık planları gerçekleştirmek için en örgütlü, en müsait kitle şüphesiz spor camiası.
Bu nedenle yazımı başladığım gibi bitiriyorum.
Aman DİKKAT!!!