Türkiye İhracatçılar Meclisi yine büyük bir işe imza atmış. Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası adı altında dört günlük müthiş bir maraton geçtiğimiz günlerde koşuldu.
Dünyadan ve Türkiye’den sanayicileri, akademisyenleri, üniversite öğrencilerini, teknoloji liderlerini, girişimcileri, melek yatırımcıları, sivil toplum kuruluşları ile AR-GE ve bilim teknoloji merkezlerini aynı çatı altında toplayarak Türkiye’nin gündemini değiştirecek konu ve konuşmalar gerçekleşti.
Bir köşesinden dahil olduğum bu organizasyonda bana düşen görev son günün son oturumunda, yani finalde gerçekleşecek olan “Havacılıkta İnovasyon” oturumunun moderatörlüğüydü.
Türk Hava Yolları’ndan Kurumsal İnovasyon ve Projeler Başkanı Adem Yılmaz, Pegasus Havayolları CIO Barış Fındık, Anadolujet Başkanı Şamil Karakaş ve Sunexpress Kurumsal Mimarı Mustafa Tetik ile havacılıkta bir ufuk turuna çıktık.
Oturumun finalini şu cümlelerle yaptık: “Andre Gide der ki ‘Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez’, Türkiye kanatlarını açmaya, büyüklüğünü görmeye ve göstermeye ihracat ile devam edecek.”
Özellikle aklımda kalanlardan biri şu oldu. Türk Hava Yolları’nın Açık İnovasyon kavramına yönelik son dönemdeki hamlesi. Kurumsal İnovasyon ve Projeler Başkanı Adem Yılmaz, Kurumsal İnovasyon Müdürü Ahmet Faruk Tuna ve THY’nin Kurumsal İnovasyon ekibi geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin en önde gelen kurum ve kuruluşlarının inovasyon ekiplerini THY bünyesinde toplayıp bir beyin fırtınası toplantısı gerçekleştirmişler. Farklı sektörlerin liderlerinin bir araya gelip kafa yorması? İlginç ve heyecan verici.
***
İHRACAT NEDEN ÖNEMLİ
Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası beni şu yüzden çok heyecanlandırdı. Binlerce insan “inovasyon, girişimcilik ve ihracat” anahtar kelimelerinin etrafında toplanmış. Hem de onlarca farklı şehirden gelmişler bunun için.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi finaldeki konuşmasında Türkiye’de üretilen mobilyanın 177 ülkeye ihraç edildiğini, 90’dan fazla ülkede Türkiye’de üretilen otomobillerin yürüdüğünü söyledi.
Rakamlar güzel. Ama katma değerli ihracata, daha az gramaj daha yüksek katma değere geçmemiz şart ve çok da acil.
Özellikle döviz kurlarındaki bu artışın en azından böyle bir faydası olsun.
Hepimiz, her birimiz yurtdışına ne satabiliriz, e-ihracata nereden, nasıl başlayabiliriz buna kafa yoralım acil bir şekilde. Geç kalmadan...
***
ADIYAMAN İZLENİMLERİM
Özel bir başlık açmadan olmaz.
Cuma günü Adıyaman’daydım.
Anadoluda çok şehir gezdim, hatta o bölgeyi de iyi bilen biriyim. Ama Adıyaman çok başka bir şehirmiş. Sanki zaman durmuş bir vakitte, öyle saf ve temiz kalmış.
Mütevazı bir şehir. Ama sanki biraz fazla mütevazı.
Yani biraz daha kendinin farkında olsa keşke dedirtiyor insana. Bir yandan da gerçekten de özlediğimi fark ettim o eski anadolu ruhunu,
Bana sorarlarsa Adıyaman’a düşen o saflığı, samimiyeti kaybetmeden vites büyütmek. Güzel günler görmeye çok yakın Adıyaman.
TONTON, SEMPATİK, HALKTAN BİR BAŞKAN: HÜSREV KUTLU
Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu akşam bizim için tertiplenen sıra gecesine katıldı. Çiğköfteyi iştahla yediğimi görünce “Sen açsın galiba” deyiverdi. Sonrasında 8-10 kişi, neredeyse ailece bir kebapçıda aldık soluğu. Belediye başkanının sokaklarda yürüyüşünü şaşırarak izledim. Tek tek bütün esnafla konuşuyordu, bir ara bizi durdurup TEKEL bayisine yöneldi. “Tüm esnafa selam verip ona vermezsek olmaz” dediğinde hoş inceliği fark ettim.
Eşiyle elele tutuşup gece 00.00’da şoförsüz, korumasız gezdiklerini anlattı. Sonrasında sosyal medyadan da baktığımda beraber gidip bir cafede çay içtiklerini gösteren fotoğraflar gördüm.
Siyasetçinin halka yük olmayanını, halkı rahatsız etmeyenini, halkın arasına karışanını görmüş olduk Adıyaman’da.
GENÇ SİVİL TOPLUM - GENÇ SİYASET İÇ İÇE
Ziyaretimizde AK Parti Gençlik Kolları Oğuz Mutlu ve ekibi bizi yalnız bırakmadı. Adıyaman için yazdığım tevazu sıfatı Oğuz Mutlu ve ekibine de uğramadan geçmemişti. Dikkatimi çeken şu oldu, bizimle buluşmalarından hemen önce sivil toplum kuruluşları ile rutin toplantıları olduğunu söylediler. Anadoluda bu şikayet oldukça yaygındır, siyasilerin sivil toplumla ya düğünde, ya bayramda bir araya geldiğini söylerler. Adıyaman’da Oğuz Mutlu ve ekibi bunu aşmış. Bravo.
ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ
Adıyaman Üniversitesi tam bir şantiye. Çok sayıda yeni bina yapılmış ve yapılıyor. Bölgenin iyi puanla öğrenci alan üniversitelerinden biri durumuna gelmiş. Adını yakında daha çok duyacağız gibi görünüyor.
Konferansımızda 400 kişilik salonda 600’den fazla öğrenci vardı. Basamaklara oturan öğrenciler biz konuşmacılara “İyi ki gelmişiz” dedirtti.
Anadoludaki gençlere fırsat buldukça gitmek gerek. Onlar endişeli, onlar tedirgin. Anadoluda okuyor olmanın çok büyük bir eksiklik olarak karşılarına çıkmalarından korkuyorlar. Anadoluda yapılacak konferans, seminer ve etkinlikler onlara yalnız ve kopuk olmadıklarını hatırlatıyor.
Kendilerinden birilerinin hayatta başarılı olmuş olduğunu, onların da olabileceğini görünce gözleri parlıyor. Keşke ayda bir gidebilsek Adıyaman’a. Keşke daha kalabalık gidebilsek.
Her gün uçak var, değerlendirmek gerek.
Adıyaman Üniversitesi Rektörü Profesör Dr. Mustafa Talha Gönüllü’yü günün sonunda ziyaret ettik. En yorgun anında yakalamış olmamıza rağmen, sağolsun, uzun uzun sohbet etti. Konferanstaki ilgiyi adeta öğrencilerinin durumunu soran bir baba dikkatiyle sordu bize. Birkaç önemli noktadan bahsederken “Bunları konferansta da anlattınız değil mi?” diyerek babalık vazifelerini sürdürdü.
Adıyaman Üniversitesi öğrencilerinden okullarının adlarını çok daha fazla duyurmalarını ve ülke çapında başarılarını heyecanla bekleyip, takip edeceğim.
Fahrî Adıyamanlı ilan ettiler.
Aldık, kabul ettik.
Baş göz üstüne.