CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu 30 Nisan 2020'de Halk TV'de açıktan darbe tehditleri savurmuş ve "İktidar iyi bir yere gitmiyor. Bu da önümüzdeki süreçte bir erken seçimle veya başka bir şekilde olacaktır..." demişti.
Şu son günlerde yaşadıklarımıza bakalım ve "başka bir şekilde"nin yolu nasıl döşeniyor, nasıl bir hareketlilik giderek tırmanıyor görelim.
Önce şunu söyleyelim.
Bu başka bir şekilde, tam da ABD başkanı Biden'ın, "Türkiye'de Erdoğan'ı devirmek için muhalefetle doğrudan işbirliği yapmalıyız" stratejisinin ifadesidir.
CHP ve şürekâsı, bugün "görev elemanı" gibi sahaya inmiştir.
"Başka bir şekilde" dış ve iç saldırılarla Türkiye'de iktidar değişimini hedefliyor.
Dışarıdaki hareketlilik:
1. Ermenistan'ı Azerbaycan'a saldırtarak bir hamle yaptılar. Türkiye ve Azerbaycan bunu püskürttü.
2. ABD, Suriye'nin Kuzey'inde PYD/YPG/PKK üzerinden tahriklerini artırıyor. Silah vermeye devam ediyor.
3. Ermenistan'dan sonra Yunanistan'ı öne sürüyorlar. Yunanistan aleni tahrikler yapıyor. Son olarak Yunanistan, öğrenci sayısının yetersiz olduğu gerekçesiyle, Batı Trakya'da 12 Türk ilkokulunun faaliyetini durdurma kararı aldı. Böylece, 2011 yılından bu yana kapatılan Türk ilkokullarının sayısı 132 oldu. Batı Trakya'daki halen faaliyet gösteren Türk ilkokullarının sayısı 103.
4. Avrupa Birliği, Kıbrıs'ta KKTC üzerinden baskılarını giderek artırıyor ve bir cephe de o açıyor.
5. Doğu Akdeniz'de her an bir kıvılcım çıkaracak tehditler varlığını devam ettiriyor.
İçerideki hareketlilik:
1. Ekonomiye yönelik dış kaynaklı operasyonlar, muhalefetin başlıca malzemesi... "açız aç", "Türkiye battı" sloganları, yalanlar ve kirli propaganda ile yürütülen algı operasyonuna hız verildi.
2. Ciğerlerimizi yakan yangınla ilgili manipülasyon, bilgi kirliliği, yalanlar ile sosyal medya üzerinden ABD ve BAE merkezli organize saldırı var. FETÖ, PKK, sol terör örgütleri, fonlanan etki ajanları hepsi sahada.
Binlerce insan, hayatı pahasına kurtarma ve yangını söndürme gayreti içerisinde iken muhalefet, THK ve "uçaklar nerede?" algı operasyonu ile Türkiye'yi, acziyet içerisinde göstermenin sorumsuzluğu içerisinde.
Türkiye'nin yangınları söndürmekte 'aciz olduğu' algısını yaymak için sosyal medyada başlatılan 'Help Turkey' kampanyası, bir NATO darbesi için açıktan davetiyeye dönüştü.
3. Bir yandan da Türk-Kürt çatışması için provokasyonlar dikkat çekiyor.
İzmir'in Konak ilçesinde HDP il binasında Deniz Poyraz vahşice öldürüldü. Cenaze töreninde bir konuşma yapan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, " Bu HDP'ye ve Kürtlere yapılan bir operasyondur" dedi.
Birkaç gün önce Konya'nın Merkez Meram ilçesinde bulunan bir eve düzenlenen silahlı saldırıda, aynı aileden 4'ü kadın, 3'ü erkek olmak üzere 7 kişi hayatını kaybetti.
Olayla ilgili 10 kişi tutuklandı. Katliam şüphelisi de dün yakalandı.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "7 kişilik bir aile sadece Kürt oldukları için hunharca, vahşice katledildi" dedi. Hükümet yetkililerine istifa çağrısında bulundu.
3. Bülent Arınç bile devreye girdi
Akil adam pozunda şunları diyor:
"İletişim kazaları sonucu kamuoyunda Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsına yöneltilen eleştiriler artmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı, yangın ile alakalı yetkili sivil ve resmî kurumlarda bu kritik dönemde hizmet kusuru bulunup bulunmadığını ortaya çıkarmak, alınan tedbirlerin neden yetersiz kaldığı sorusunu cevaplamak için Devlet Denetleme Kurulu'nu (DDK) görevlendirmelidir..."
İhanet kokan hareketliliğin elemanlarına tek bir şey hatırlatmalıyız: 15 Temmuz'u unutmayın...