Haber kanallarından birinde, İstanbul Emniyeti’nden yayın yapan muhabiri seyrediyorum. Muhabir arkadaş “İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, dün makamına gelmedi,bugün de gelmesi beklenmiyor” diyor.
Yaklaşık 20 dakika sonra İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın makamına geldiğini ama açıklama yapmadığını dinliyorum aynı muhabirden.
Peki nasıl olacak, hangi duyduğuma inanacağım, ya ilk yayından sonra televizyon seyretmiyor olsaydım, böyle bir zamanda Emniyet Müdürü makamında değil diye düşünecektim.
Çok da önemli olmayan bir detayın bile tam tersi çıkınca insan duralıyor... Eskiden beri, kimi muhabirlerde, yürüyen bir haber söz konusu olduğunda “ne versem gider” rahatlığı vardır. Muhabirleri bu hatadan döndürmesi gereken kişi, merkezde bulunan ve tüm kaynaklardan haber alan istihbarat şefleri olmalı ama nedense bu alışkanlığı bırakamayanlar hala var...
***
24 TV bu yaşananların tüm yönleriyle konuşulduğu kanallardan biri.Star Gazetesi Dış Haberler Müdürü Saadet Oruç, ekranda Halkbank’ın durumu, Neo-Con’lar ve İsrail’e dair çeşitli bilgiler paylaştı. İlk günden beri meseleye bir basamak yukarıdan bakma örneklerinden biriydi bu yayın.
Akşam, 24 TV Yayın Yönetmeni Murat Çiçek, Cemil Ertem ve İbrahim Kahveci’yi konuk alıp, işin uluslararası ekonomi boyutunu konuştu.
***
Sosyal medyada “Ahmet Hakan’ın Tarafsız Bölgesi’ni seyredin” çağrıları olunca, ne oluyor diye döndüm baktım.
Biraz Turgut Kazan show vardı, sık sık lafların içine daldı, fazlasıyla eğlendi, o yüzden konuşulanlar defalarca koptu.Biraz imtiyazlı konuk havası esmedi desem yalan olur.Ancak bir noktanın altını çizmekte de fayda var. Ahmet Hakan konuklarına çeşitli son dakika bilgilerini “Doğru mudur?” diye sordu.Yeni bir gelişme, “sosyal medya asparagasıdır” diye es geçildi mesela...
Bir haber kanalında ekrandaki programcının arkadaki ekip tarafından beslenmesi gerekir. Anlaşılan Tarafsız Bölge’de o çark iyi çalışmadı...