300 milyonluk Müslüman coğrafyanın ortasına sıkışmış olan İsrail, üç aydır ölüm kusuyor ama kimse dokunamıyor. Herkes, "Arkasında Amerika var" diyor ama bu gerekçe, durumu izaha için yetmiyor. Zira Amerika'nın 70 yıldır bitmeyen Vietnam travmasını, Afganistan'dan nasıl kaçtığını herkes biliyor.
Zira, İsrail'i kuşatmış olan İslam devletleri, bütün dünyayı kilitleyecek stratejik ve ekonomik silahlara sahiptir. O halde bu devletler neden susuyor? Müslümanlara karşı canavar kesilen krallar, neden "Oturun yerinizde" diyen "Gazze Kasabı" karşısından süt dökmüş kediye dönüyor?
Bu sorunun cevabı çok derinlerde gizlidir!
YAHUDİ DEVLETİ İNGİLİZLER KURDU
Teodor Herzl'in, 1904'te ölmesinden sonra Siyonistlerin liderliğini üstlenen Haim Weizmann, Yahudi devletini ancak İngilizlerle kurabileceklerini anlamıştı. Karşılıklı çıkarların buluştuğu bir mutabakatla, "Osmanlı'yı imha, İsrail'i inşa" planı hazırlamışlardı!
1907'deki 8. Siyonist Kongre'den, Abdülhamid Han'ı devirmek için İttihat ve Terakki ile "yoğun işbirliği" kararı çıkmıştı. Yahudi Carasso'nun öncülüğünde yürütülen bu işbirliği sayesinde Abdülhamid Han, 27 Nisan 1909 tarihinde tahttan indirilmişti. 3 Yahudi'nin yer aldığı yeni kabine, Siyonistlerin istediği her kararı alıyordu. Mesela Filistin'de arazisi olsa bile tapu alamayan Yahudiler, 1914'te çıkarılan kanunla bütün arazilerini tapulamıştı.[1]
I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı; cephe cephe yıkılırken Yahudi devleti de metre metre yükseliyordu. İngiltere, Osmanlı topraklarında bir Yahudi devleti kuracaklarını 2 Kasım 1917'de açıklamış, 40 gün sonra da Kudüs'ü almıştı ama devlet kurulmamıştı!
O halde soru şudur:
Filistin'i aldıkları ve Osmanlı'yı yıktıkları halde, neden 31 yıl beklediler?
Cevabı ise, İngilizlerin 1917 ile 1948 arasında yaptıklarında gizlidir.
Manda Komiserliği'ni Herbert Samuel gibi Siyonistlere teslim eden İngiltere, bütün Yahudileri; Hitler'in de katkısıyla Filistin'e taşıyor ve Arapları yıldırmak için her şeyi yapıyordu!
Peki bu yıllarda Filistin'in civarında neler oluyordu?
11 Nisan 1921'de, İngilizlerin emrinde bir "Ürdün Emirliği" ilan edilmişti. Yahudi devleti kurulduğunda, Filistinlilerin gönderileceği bu "uydu devlet" çok işe yarayacaktı!
[1]Faruk El Hammûd, Çalınmış Vatan Filistin, Derin Tarih Yayınları, İstanbul 2021, s. 26.
Mr. Hempher'in kurduğu "Vehhabilik" adındaki sapık yol, 20 Mayıs 1927 tarihli "Cidde Antlaşması" ile "Suud"lara emanet edilmişti! Suud Krallar, İngilizlere (yani Yahudilere) muhalif adım atmayacaktı! Bu vesayet hâlâ devam etmektedir. 2017'de "Prens" ilan edilen M. bin Selman, hemen Londra'ya gitmiş ve Kraliçe II. Elizabeth'e biat etmişti!
Yahudi devleti için en stratejik konumda olan Mısır, İngiltere'nin sömürge yolu olduğundan çok önceden işgal edilmişti. Sonrasında ise Cemaleddin Efgani'nin yetiştirdiği Abduh ve talebesi Reşid Rıza gibi isimlerle, müstakbel Yahudi devletini sadece coğrafî olarak değil; devşirmeler üzerinden de garantiye almıştı.
Suriye ise Fransa'ya emanet edilmişti! Lübnan da malum...
İÇERİDE DE ABDUH'UN TALEBESİ DEVREDE!
O yıllarda Filistin'de her gün artan zulümlere dayanamayan Araplar, 15 Nisan 1936 günü "Büyük İsyan" başlatmıştı. "Filistin'in Kuva-yı Milliyesi" diyebileceğimiz bu hareketin hızla yayılması üzerine (25 Nisan 1936), İslâm Meclisi Reisi Emin el-Hüseynî 6 Arap partisini bir araya getirerek "Arap Yüksek Komitesi"ni kurmuştu!
Filistin'i kurtarmak için kurulan bu komitenin başkanlığını üstlenen el-Hüseynî, Kudüs Alyans Mektepleri Müdürü olan ve Filistin'de Yahudi devleti kurulması için yoğun çalışan Albert Antebî'nin talebesiydi. Efganî ve Abduh'un yetiştirdiği Reşit Rıza'dan da ders almış olan el-Hüseynî, İngiliz Yüksek Komiseri Samuel'in Kudüs'e "Baş Müftü" tayin ettiği bir isimdi![2]
Garip ama El-Hüseynî'nin başını çektiği Arap isyanlarını da Amerikalı "derin" Tapınakçı Charles Crane finanse etmişti.[3]
Uzatmayalım... Filistin'in etrafını müstemlekelerle; içini de devşirmelerle garantiye alan İngiltere, "İsrail" devletini 14 Mayıs 1948'de ilan ettirmişti!
"Madem öyle ise Mısır, neden İsrail'e savaş açtı" diye sorarsanız, ben de "Mısır, yerinden bile kıpırdamadığı bu savaşı açmasaydı İsrail, topraklarını 2,5 katına nasıl çıkaracaktı" diye sorarım! Bugün de aynı! Yaşananlara bakınca insan Refah Kapısı'nın, İsrail sınırında olduğunu zannediyor!
Netice itibariyle, ABD Başkanı Trump ve iki "müstemleke valisi"nin, avuçları arasında itinayla korudukları "Esrarengiz Küre", İsrail'dir! (2017, Riyad)
Bu "vesayet kralları"nın Gazze'deki tutumu, bu açıdan değerlendirilmelidir!
"İRAN İSLAM CUMHURİYETİ" Mİ DEDİNİZ?
Yahudi işadamlarından Jak Kamhi, "1978'de TÜSİAD olarak ABD Başkanı Jimmy Carter'ı ziyaretimizde, Sovyetler Birliği'nin yayılmasından çok endişelendiklerini söylemişti. Ulusal Güvenlik Konseyi Orta Doğu Şefi Paul Henze, 'İslâm dini Komünizmi yasaklıyor' demiş ve bu bölgede, "Dine Dönüş Projesi uygulayacaklarını söylemişti!" diyor.[4]
Gerçekten bir yıl sonra İran'da darbe yapılmış ve "İslam Cumhuriyeti" kurulmuştu! (Bu projenin Türkiye ayağını da FETÖ oluşturuyordu.) Açıklamalarıyla "İsrail için en büyük tehdit" görüntüsü veren İran İslâm Cumhuriyeti, aslında İsrail'in, bu tehditler(!) sayesinde bölgenin en büyük ordularından birini kurmasını sağlamıştı!
SONUÇ
Filistinliler Vehhabi ve Şii değil; ehl-i sünnettir. İngilizlerle işbirliği yapmamış, Osmanlı'yı arkadan vurmamışlardır! İran ve Suudi Arabistan gibi İslamî(!) devletlerin Filistinlilere düşmanlığı, Yahudilere düşmanlıklarından daha fazladır.
[1] Faruk El Hammûd, Çalınmış Vatan Filistin, Derin Tarih Yayınları, İstanbul 2021, s. 26.
[2] Elizabeth Antébi, L'homme du Sérail, Nil, Paris 1996, s. 563.
[3] F.W. Brecher, Charles R. Crane's Crusade for the Arabs, Middle Eastern Studies, XXIV, 1988, s. 46.
[4] Jak Kamhi, Gördüklerim Yaşadıklarım, Remzi Kitabevi, İstanbul 2013, s. 239.