Beşiktaş modern futbolun gereklerini uyguladıkça, pozitif futbola yatkın bir takım olduğu gerçeği de daha belirgin hale gelecek. Haftalardır bunu söylüyorum. Geçen hafta da tam olarak şunu yazmıştım: "Beşiktaş gol girişimi ortalamasını 13-14 düzeyine çıkarmak zorunda. Bunu başardığı gün, skor üretme zorluğunu da geride bırakacak. Beşiktaş rakip yarı sahada geçirdiği zaman dilimini ne kadar artırırsa, 1-0'lık skorlar da psikolojik bariyer olmaktan çıkacak." Sivas maçı iyi bir örnek: Beşiktaş gol girişimlerinde 16-6 üstünlük yakaladı. Tottenham deplasmanında da bu sayı 16-7 idi. Neredeyse aynı bilanço. Neredeyse aynı oyun üstünlüğü.
Sivas ligin görece pozitif futbol oynayan takımlarından. Dolayısıyla, Arsenal ve Tottenham maçlarına benzer bir tablo görmemiz şaşırtıcı değil. Yine haftalardır savunma güvenliği açısından övüyorum Beşiktaş'ı. Duran toptan yenen iki basit gol var. Ama bunlar dahil Sivas'ın gol girişimi sayısı 6. Üstelik bunların 2'si de dk. 85'ten sonra. Beşiktaş, rakiplerinin organize hücumlar geliştirmesine fazla olanak tanımıyor. Basit bireysel hatalar da en aza indirgenirse, sonuca gitmekte daha az zorlanacak.
Hücum üretkenliği için de Sivas maçındaki tablonun korunması şart. İşin anahtarı sahadaki zihniyette. Oğuzhan-Sosa ideal ikili. Ama bu adlardan birinin ya da ikisinin yokluğunda da üretkenlik sağlanabiliyor. Sivas maçında gördük: Atiba ve Veli rakip ceza alanı yayına ne kadar yakın olursa, üretkenlik artar. Daha önce Arsenal rövanşındaki Atiba örneğini vermiştim. Sivas maçında olan da bu. Oğuzhan'ın oyuna girişi etkili oldu. Ama Oğuzhan girene kadar da tam 9 gol girişimi üretti Beşiktaş. Dedim ya, iş sahadaki zihniyette.
Şimdi Biliç'in önünde iki sorun var. İlki, skor avantajından sonra Beşiktaş'ın durmasını önlemek. Beşiktaş rakip yarı sahadaki arayışını inatla sürdürmeli, geriye yaslanma huyundan vazgeçmeli, çünkü o işi beceremiyor. İkincisi, tedbirli futbola yaslanan rakipler karşısında da topu eveleyip gevelemeden, efektif ve dikine oynayan bir Beşiktaş'ta ısrar etmek. Her maç Sivas maçı gibi olmaz, hücum üretkenliğini kapanan rakipler karşısında da artırmalı Beşiktaş. Tedbirli futbol ligimizi zehirliyor. Beşiktaş kendi doğrularını sürdürürse, futbolumuzda bir devrimin kapısını da aralayabilir. Bu fırsatı daha önce tepmişti: Schuster'le olmadı, Biliç'le olsun bu kez!