Slaven Biliç geçen yıl Moskova’ya giderken ‘istenen’ adamdı, şimdi kimilerince gene öyle, ancak kimilerince ‘başarısız biri’ olarak ele alınmakta!
Hani Hırvatistan ulusal takımı dışındaki kulüp takımı deneyimine bakar, o takımın ligdeki yerini ölçü alırsanız, başarısız duruyor.
Bir yıl önce 5.olan Lokomotiv Moskova onunla 9. olmuş!
Ulusal takımda el üstünde, kulüp takımında sıradan!
Bunlarla sığ yaklaşırsak bakan baktığı yerden haklı görünür.
Ne var ki önce ulusal takım ile kulüp takımı kadrolarının oluşturulma özelliklerini, doğruluğunu ve olanaklarını da görmek gerekir.
Teknik adam bu olanakların içinde değerlendirilmelidir.
Geçen yılın devre arasında alınan 4 adam iş yapacak yeterlikte olsa idi; Almeida, Fernandes çok fazla sakatlanmasalardı Beşiktaş ligi üçüncü değil, şampiyon bile bitirebilir ve Samet Aybaba şu anda ülkenin bir numarası sayılırdı!
Bir teknik yönetmenin yeterliği, öncelikli olarak kadroyu iyi planlaması ile ölçülür. O takımı ‘iyi yönetmesi, tüm gücünü’ alabilmesi, ardından gelen değerdir.
Biliç hırslı, Biliç kültürlü, Biliç sanatçı ruhlu... Demokrat yapılı. Biliç iyi konuşup çevresini etkiliyor... Bunlar takıma vereceklerini artıracak yan özellikleri...
Ama önce amaç için uyumlu bir oyuncu topluluğunu bir araya getirmesi gerekir.
Fatih Terim’in Galatasaray’daki üç dönemine bakın:
Birincideki kadro nasıldı? Giderek ulusal takıma da tavan yaptırdı... Ya ikincideki kadro? İyi oluşturamayınca dibe vurdu Terim! Ve şimdiki kadro? Yeniden tavan yaptı...
Varalım sadede:
Biliç ile iş bitmiyor. O yalnızca iyi bir başlangıç. Söylemleri ve tutumu ile iki-üç günde bunu gösterdi.
Ulusça sevip, kapıldığımız sözler söyledi... 8 yıl ülkede kalıp toplum karşısında 8 Türkçe söz söylemeyenlere alışmışken, karşımıza çıkar çıkmaz ‘merhaba!” dedi!
“Taraftar gücümüz yüksek” dedi.
“Gol yeme sorunumuzu çözeceğiz, ofansif gücü yükselteceğiz” dedi!
Ve “elimizde iyi bir oyuncu grubu var” dedi! Birlikte çalışacağı Önder Özen’i övdü!
Araları gergin olduğu sanılan rakibi Fatih Terim’i pohpohladı!
Bunlarla önümüze koyduğu, işini iyi bildiği ve bizi kısa zamanda öğrendiğiydi.
Biliç’in daha öteye geçebilmesi için, eline ondan istenen hedeflere yürüyebilmesini sağlayacak oyuncuları vermek gerek artık.
Beşiktaş transferi iyi yapmalı.
Ve asla yeni yönetmenin “elimde iyi bir oyuncu grubu var” söylemini yanlış okumamalı. Bu doğru, ancak diplomatça söylenmiş bir söz. Çünkü sözünü ettiği o grup ‘yeterli’ sayılmayacak ‘küçük’ bir grup.
Onu büyütmek gerek.
Yoksa ne Biliç iş yapar ne de başkası...