Beşiktaş’ın ‘az para ile çok iş’ ilkesini ayakta tutacak en önemli güven kaynağı iki yıldır kuşkusuz teknik yönetmen.
Geçen yıl Samet Aybaba bunu bir süre başardı. Dar kadro sorunu devre arasında çözülemeyince ligin ikinci yarısında da, ‘çok gol yeme’ hızı kesilmedi takımın. Ve golcüğü köreldi. Buna çözüm bulunabilse idi, belki şampiyonluğu zorlayacaktı.
Yönetimin bu yıl Aybaba’nın yerine koyduğu isim Slaven Biliç.
Biliç’in öncelikle ‘çok gol yeme’ kompleksinden takımı kurtarması, bunun üzerine kişilikli bir hücum yapısı oturtması ve sonra da ‘süreklilik’ sağlaması gerekiyordu.
Trabzonspor karşısındaki Beşiktaş, hazırlık döneminde oluşturduğu endişeleri dağıtan bir Beşiktaş’tı.
Biliç, takımın oyun kimliğini değiştirebilmiş, çok gol yeme korkusunu dağıtan bir güven kaynağı oluşturmuştu.
‘Süreklilik kazanıldı mı?’ bunu hemen göremeyiz elbette, ama kazanılırsa ki bu umut var, Beşiktaş ligin şampiyonluk iddialıları arasına katılır.
Sürekliliğin kazanılma umudunu yalnızca ilk maçtaki oyun yapısı değil, kadronun geçen yıla göre daha geniş olması veriyor. Genişlemeyi hem yeni alınanlar hem Biliç’in ‘atıl kapasiteyi’ devreye sokabilmesi sağladı.
Bu kısmı hemen açayım: Muhammed, Dentinho, Ersan geçen yıl da vardılar. Ancak varlıkları bir değer ifade etmiyordu. Bu yıl yeri geldiğinde iş yapabilecek duruma geldiler. Muhammed’e bugünkü hali ile güvenmiyorum, ancak artık ne çizgide bulunduğunu kendisinin farkına vardığını hepimiz görmekteyiz. Bu nedenle ona güvendiğini belli eden hocanın elinde ileri gideceğini sanıyorum. Dentinho görev aldığında, artık yetersizlikler sergilemeyeceğini, -maçına göre- iş yapacağını gösterdi. Ersan, yeni oyun yapısı içinde kenar görevinde sırıtmadı. Biliç’in onları hazırlık döneminde nasıl verimliliğe ittiğini anımsıyoruz.
Ve... Durum bu olunca, Beşiktaş’ın kulübesi zenginleşti. Oğuzhan, Necip, Toraman, Almeida, Cenk gibi geçen yılı taşıyan grubun önemli adamları kulübedeydi! Holosko, Eneramo, Sezer, İsmail, Uğur da sakatlıktan sağlamlığa -kısa zamanda ve verim ortalamalarını tutturarak- geçerlerse zenginlik artacak... Ama ille de kenar beklerine, öncelikle sola yatırım gerekiyor. Sağda Serdar’a yakın bir adam olmadığı, Ersan da solda emanetçi olduğu için...
Bir de şu var: Kimsenin gitmeyeceği sanılan Olimpiyat stadındaki ilk maçı izleyenler 40 bini aşıyordu! Bu sayıda taraftar İnönü’ye sığmazdı! Demek ki gönüldaşları Beşiktaş’la her yere gider. Bir süre stat sahibi olmamanın sakınca gibi görülmesine son vermek gerek artık.