Beşiktaş’ın Trabzon karşısındaki performansı, oyun anlayışının her geçen gün oturduğunun kanıtı. Trabzon sadece 2 gol girişimi üretebildi Beşiktaş karşısında, onlar da duran toptan. Böylesi bir maç için sıradışı bir durum. Beşiktaş’ın 13 gol girişimi var ve maçı net bir skorla aldı. Daha fazlasını da yapabilirdi, maçın gidişi bunu gerektirmedi. Bu çarpıcı tablo kesinlikle Beşiktaş’ın hanesine yazılmalı. Trabzon’un etkisiz kalışına değil. O etkisizlik Beşiktaş’ın ürünü.
Beşiktaş pozitif futbol oynayan ya da oynamaya çalışan rakiplerine karşı çok daha etkili ve başarılı. Avrupa performansına bakın. Ersun Yanal’ın cesur dizilişi karşısındaki performansına bakın. Durum ortada. Hep söylüyorum, Beşiktaş’ın yapısı pozitif futbol oynamaya yatkın. Gereken hücum üretkenliğine ulaşınca, saha içi coşku da zirveye varıyor. Uzun yıllardır hücum futbolunu savunan bir yorumcu olarak bana düşen de bu performansı alkışlamak.
Türk futbolunda bir katenaçyo hastalığı var tabii. Alışıldık deyişle “Çanakkale Geçilmez”, Schuster’in deyişiyle “60’lı yılların futbolu.” Ligimizdeki takımların çoğu bu anlayışta. Pozitif futbol oynamaya çalışanlar bile sıkışınca bu yola başvuruyor. Beşiktaş asıl bu takımlara karşı gereken hücum üretkenliğine ulaşmalı. O tip maçlarda da kilidi erken açmaya başlarsa, ligin baskın takımı haline gelir.
Katenaçyo hastalığından mustarip rakipler karşısındaki reçetemi daha önce yazmıştım: Sosa-Atiba-Oğuzhan orta üçlüsü. Hemen eklemiştim ama: “Atiba ve Veli rakip ceza alanı yayına yakın oynar, takımın hücumda çoğalmasına katkıda bulunursa, Sosa-Veli-Atiba üçlüsü de olur.” Önemli olan oyun anlayışı. Nitekim Trabzon maçında bunu gördük: Veli ve Atiba’nın önde presi ve bu sayede gelen ilk gol. 2. golde Veli’nin ön direğe koşusu. Beşiktaş hücum odaklı olsun yeter.
Zorlu bir dönem hasarsız geçildi. Şimdi kritik 4 lig maçı var. Beşiktaş bunları en az 10 puanla geçerse, 2. yarı planlaması kolaylaşır. Pektemek uzun süre yok, DembaBa da en az birkaç hafta. G.Saray derbisine kadar Cenk Tosun’un omzuna ağır bir yük binecek. Bu yükü başarıyla taşırsa, Beşiktaş da kendisi de çok şey kazanır. Öyle olacağına da eminim.