Gündemin yoğunluğundan fırsat bulup da Slaven Biliç üzerine bir şeyler yazamadım. Artık zamanıdır. Öncelikle Biliç’i “ç” harfiyle yazmayı yeğlediğimi belirteyim: Sırp-Hırvat fonetik alfabesinde soyadının son harfi ç sesi veriyor, Türkçe klavyede özgün alfabedeki aksanı kullanamayacağımıza göre, Biliç diye yazmak en doğrusu. Çoğu yerde Bilic yazımına rastlıyorum, doğru kullanım için not düşmüş olayım.
“Bu ne titizlik yahu?” diyenleriniz olmuştur. E, olacak o kadar, del Bosque ve Schuster deneyimlerinden ve orada yapılan sayısız yanlıştan ağzı yanmış bir yorumcu olarak söz alıyorum ne de olsa. Geldiğinde göklere çıkarılan adların 3-5 ayda tırnak-mendil kontrolüne maruz kalır hale geldiğini, hatta kendilerinden “Schuster Efendi” ya da “Yeniköy Kasabı” diye söz edildiğini unutmayalım. Biliç’in Hırvatistan’a oynattığı futbolu beğeniyle izliyordum, L. Moskova deneyimi hakkında yeterli fikre sahip değilim, çok az maçını izledim, bir şey söylemem yanlış olur.
Beni korkutan şey, işin başında çok fazla Biliç güzellemesi yapılmaya başlanmış olması. Yukarıdaki örnekleri o yüzden verdim zaten. Biliç’in pozitif futbol yandaşı bir sistem hocası olduğuna eminim. Yine de deneyim birikimi tartışmaya açık. Bu yanıyla Biliç tercihi bir risk. Ama kesinlikle üstlenilmesi gereken bir risk. Ne anlamda söylüyorum bunu? Beşiktaş son iki sezondur zaman yitiriyor. Beşiktaş’ı pozitif futbola taşımaya talip her ad benim için makbul.
Biliç hangi taktik anlayışı benimseyecek, nasıl bir oyun düzeni oturtacak, hep birlikte sahada göreceğiz. Ben şimdiden taraftara uyarımı yapayım: “Büyük iniş çıkışlara hazır olun.” Schuster döneminde de aynı şeyi defalarca söyledim, işe yaramadı. İş Schuster’in kişilik özelliklerini tartışmaya vardı, şiddetle karşısında durdum. Biliç’in hırsından rockseverliğine kadar pek çok kişilik özelliği bana uyuyor, ben de taraftarın aradığı “Asi Ruh”u görüyorum onda. Ama asıl iş sahadaki futbolda, pozitif futbolun sahaya nasıl yansıyacağında.
Mesajım net: Beklentileri abartmayalım, sabırlı olmayı başaralım. Bu taraftar 17’de 17 saçmalığını başına saranları unutmuş olamaz. Böyle saçmalıklar camiayı zehirlerken doğruların arkasında durmak zordur. Doğruları sahada görmeyi bekleyelim, görünce de sonuna kadar destekleyelim.