Anayasa çalışmaları konusunda “tıkanma” senaryoları çizenler, Bahçeli’nin anlayış ve genel algılamasını bence ıskalıyorlar...
Neden mi? Çok uzatmadan özetlemeye çalışayım...
Halkın verdiği “muhalefet görevini” yaparken zaman zaman “uç noktalara” doğru atak yapsa bile Devlet Bey bir özelliği ile öne çıkıyor; Halkın iradesine saygı göstermek ve tecelli etmesi için adım atmak...
Bu tavrı Cumhurbaşkanlığı seçiminde gördük ve yaşadık. TBMM’ye giren vekiller sayesinde seçim yapıldı ve o dönemde oluşabilecek büyük bir kırılma engellendi...
Aynı anlayış ve tavrın, komisyon çalışmaları aksarsa, AK Parti tarafından yapılacak anayasa paketinin Türk halkının önüne konmasında da öne çıkacağını ve MHP’nin en azından paketin referanduma gitmesinde “hayır” demeyeceğini düşünüyorum. Amaç “komisyonda konsensüs ile yapılması” olsa bile, aksama durumunda “paketin bize yani halka sorulmasında” MHP’nin Bahçeli etkisiyle gerekli desteği vermesini beklemek gerçek dışı olmaz...
Sonuç: Başbakan Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli’nin arka arkaya yaptığı açıklamaları okuyunca bir vatandaş olarak görüşüm şu şekilde oluştu; ilk hedef özellikle AK Parti ve MHP’nin “konsensus” sağlaması fakat bu sağlanamazsa “halkın iktidarı % 50’nin üstünde bir oyla teslim ettiği” bir partinin “söz verdiği” anayasa paketini halka sormasının yolunu açmak MHP açısından “geçmişin bir devamı” olarak gerçekleşebilir...
Son söz: CHP’den hiç umudum yok! MHP farklı! CHP hiçbir zaman halkın iradesi yönünde adım atmadı ve her zaman “halkın özgür iradesi” dışında tecelli edebilecek yöntemlere kaydı. MHP bu yönde adım atmadığını Cumhurbaşkanlığı seçiminde kanıtlarken, bu davranışın devamı olarak en azından “iktidar verilen partinin halka sorma” seçeneğine “evet” demesi doğal bir adım olacak...
Not: MHP’nin “Başkanlık Sistemi” ve detaylarına karşı da olmadığını ve olmayacağını düşünüyorum. Başkanlık karşıtı olmak “yerleşik düzen” ve uzantılarına “devam” demek anlamına geldiği için, YERLEŞİK DÜZEN karşıtı bir ana zihniyete sahip olan MHP ve Devlet Bahçeli “yerleşik yapıların at oynatmasına” DEVAM demeyecektir! Bu noktada CHP’nin “yerleşik düzen ve alt dinamiklerinin” tezahürü, MHP’nin “Devlet ve Halkın” tezahürü olduğunu unutmamak lazım! Yaşasın tam bağımsız, güçlü, ekonomik olarak ayağa kalkmış, emperyal, cihanşumul TÜRKİYE!
Yeni bir takvim yılına girerken ‘Barış Türkiyesi’ hedefimiz
Birkaç gün önce yazmıştım, yeni bir yıla girerken ana fikri maddeler halinde tekrar edeceğim...
Türkiye önümüzdeki en geç 24 ay içinde BAŞKANLIK Sistemine geçmeyi ve yeni bir anayasa yapmayı deneyecek. Bu geçiş kolay olmayacak, yerleşik yapılar direnecek, içeride sıkıntılar olacak ama “10 yıllık cevap” yeni bir “10 yıla girmeden” tabanını güçlendirecek, bunu yapmak zorunda...
2013’e girerken teklifim ve bir vatandaş olarak isteğim çok açık ve bir kez daha tekrar edeceğim;
1- Herkes, “yerleşik yapılar” arındırıldıktan sonra, dönüp kendine baksın hatalarını düşünsün ve bir zihinsel adım atarak “çatışma” dinamiğinden “birlikte atak yapma” sürecine girsin.
2- “Yerleşik Yapıların manipülasyonlarına” bilerek katılanlar yapmasa bile, bu yapıya “gönüllü, zihnen, bedenen” destek veren her birey, kendini sorgulasın ve “çatışma-barış” geçişi için kendine düşenleri ve atılması gereken adımları ortaya koysun.
3- Çatışma-Barış geçişi “çatışmadan” beslenen yapıları ortadan kaldıracağı için arada oluşacak katma değeri toplumsal ekonomik çarklara katmak için çaba sarf edelim. Örnek faizin her “1 puanlık” düşüşünden ortaya “hastane, yol, okul” yapabileceğimiz net bir kaynak çıkıyor.
4- Başkanlık sistemine geçerken, “YENİ BİR TÜRKİYE-YENİ DOĞMUŞ KADAR TEMİZ VATANDAŞ” kavramını hayata geçirelim ve SİCİL kayıtlarını sıfırlayalım. Bazı suçlar hariç tutulmak şartıyla, her vatandaşın “yeni başlamış” bir sicili olsun. Kredi sicillerini de bu temizlenme kapsamına dahil edelim.
5- Başkanlık geçişi ile birlikte “Mali Sicilleri” de sıfırlarken, DEVLET-Vatandaş arasında “alacak-verecek” kalmasın! Vergi borçlarını geçişe kadar yeniden yapılandırıp BAŞKANLIK BAŞLANGICI ile sıfırlayalım.
6- Bazı suçlar hariç GENEL BİR AF hayata geçirelim ve “her vatandaşı” suçsuz kabul ederek yeniden doğmuş gibi bir şans verelim.
Sevgili dostlar, yeni bir takvim yılı başlarken “BARIŞ TÜRKİYESİ’ne bir adım daha yaklaşmak için hep birlikte bir adım atalım ve zihniyetimizi değiştirerek tarihin bize verdiği görevi yerine getirelim... Gelecek BİZİM! Haydi birlikte bir adım atalım!