18 Mart yıldönümü dolayısıyla davanın kilometre taşları mesabesindeki “büyükanneler”le beraberdik. Avukat Reyhan Uzuner yönetimindeki Palet Okulları’nın tertip ettiği anma günü, aynı zamanda öncüleri, müdavimleriyle buluşturdu...
Dr. Aişe Hümeyra Ökten, Eczacı Fevziye Nuroğlu, Avukat Aynur Mısıroğlu, Dr. Gülsen Ataseven, Edebiyatçı Ayla Ağabegüm, İlahiyatçı Mukaddes Çıtlak... İnancın, milli gayenin, memleket sevgisinin, fedakarlığın önder isimleri bu büyükannelerimiz... Onlar sırtlarında taşıyanlar bizleri. Onlar “Allah” demenin yasak olduğu Türkiye günlerinin ağır sıkletini, bin bir sabır, bin bir emekle, çınardan kopan yaprakları tek tek toplayıp yeniden dallarına ilikleyenler... Onlar bir hayali, hülyayı, azimle, cesaretle olduğu kadar zarafetle, sabırla bir nakkaş özeniyle bugünlere taşıyanlar ...
“Doktor Anne” ismiyle namlı Aişe Hümeyra Ökten mesela, 1925 doğumlu. Fakirlerin gariplerin hizmetiyle geçirdiği ömründe, kendini topluma, milletine adamış bir isim. İlk başörtülü hekim, hiç evlenmemiş ama binlerce memleket kızına analık, büyükannelik etmiş bir isim. Çın çın parlayan bir hafıza misali, bana 3 yıl önce birlikte katıldığımız bir sempozyumda verdiğimiz bildiriler hakkında sorular sordu görür görmez. Onun güzel emektar ellerinden, incecik yeleğinden öptük... Bilal Erdoğan yüksek tahsil talebesi olan kızlarımıza açılan Ankara’daki yeni yurda, Aişe Hümeyra Ökten’in ismini verdiklerini söyledi... İsim kader, yazarmış. Doksan yıllık bir mesafeyi bağlıyor Bilal Erdoğan’ın bu vefalı jesti. Sadece jest de değil. Her türlü yıkıcı, moral bozucu baskıya karşın, iyiliğin ve hakkın müdavimi olma yolunda bir azimdir bu... Lafa, söze değil, işe güce bakmaktır.
“Fevziye Ablamız”... Eczacılık Fakültesinin ilk başörtülü öğrencisi, 1945 doğumlu. Milli Türk Talebe Birliği’nin ilk kız önderlerinden. Ömrünü çocukların eğitimine adamış, yetimlerin yetiştirilmesiyle geçmiş hayatıyla yeni nesle ve özellikle eğitimcilerimize önemli bir örnek...
“Üstad Aynur Hanım”... 1961’de İstanbul Hukuk Fakültesi’nin ilk başörtülü öğrencisi. Hukukçu Hanımlar Derneği gibi pek çok hukuk kuruluşunun duayeni ve meslektaşlarımız arasında “Üstad”ımız.
“Gülsen Hocamız”... Hanımlar ilim Kültür Derneği kurucusu ve Gökkuşağı Kadın Platformunun lideri. Askeri Hekimlik de yapmış, tıp dünyasının yakından tanıdığı bir mütehassıs. Biz onu, kadına ve anneye niçin değer vermemiz gerektiğini topluma anlatırken hatırlıyoruz hep.
“Ayla Hocamız”... İstanbul’un en sevilen edebiyat öğretmeni. 18 Mart Çanakkale’yi Anma Gününün resmi olarak idrak edilmesi için açtığı kampanya ile Milli Eğitim’in öğretmen ve öğrencilerin belleğine Çanakkale Geçilmez şuurunu kaydettiren idealist öğretmen...
“Mukaddes Hocamız”... Ömrünü Kuranı Kerim ve hafızlık öğrencilerine vakfetmiş bir kutlu çınar. Yetiştirdiği talebe ve evlatlarla, geleneği bugüne bağlayan vefakar dava nöbetçisi... Ben onu hep Hz. Meryem’in annesi Azize Hanne’ye benzetirim. Evlatlarını Allah yoluna adamış bir validedir o, hepimizde hakkı emeği vardır, Elif Bâ’nın anası...
***
Bilal Erdoğan hakkında oldukça yıkıcı, kırıcı bir kampanya kotarıldı. Maalesef hepimizin gözü önünde cereyan etti bu haksız saldırılar. 18 Mart’ı ve hayatını bizlerin bugünü için düşmana siper etmiş bir nesli anarken, yukarıda zikrettiğim büyükanneler, çınarlar, Çanakkale şehitlerimizin ruhunu bizlere bitiştirirken köprü vazifesi gören kadınlar... Bilal Erdoğan’ın yanındaydılar...
Onların çok sesli kavgalara karıştığını görmediniz hiç. Onlar, öylece ayakta durdular ve mevziden hiç kaçınmadılar, tek tek emek verdiler çocuklara, gençlere, birer mücevher gibi insan yetiştirmeye baktılar... Onlar, Çanakkale’de nasıl kıtalar halinde sessizce ölüme ve şehadete yürümüşse babaları... Babalarını takiben sabırla ayakta durmaya çalışan kızlarıydı memlektin. Hep birleştirmeye, bitiştirmeye çalıştılar dün ile bugünü, ilmek ilmek rikkatle...
Ve bugün de Bilal Erdoğan’ın yanında durmak için çıkmışlardı evlerinden, yurtlarından, hasta yataklarından...
Doç. Dr Salim Tokaç yönetimindeki Türk Musikisi topluluğunun icra ettiği eserlerle Sultan Selim Han’ın, isfehan Seferberlik türküsünde terennüm ettiği gibi “Ey Gaziler...” dedik hep birlikte...
Dini, milli ve geleneksel olanın direniş destanını yazan annelerimiz, Bilal Erdoğan ile aynı fotoğraf karesinde buluştular...