CHP’nin başını çektiği siyasi bloğun mühendisleri için hesap gayet net.
2013’te baş veren, 2017 sonrası fiilen biçimlenen yeni muhalefeti bugün bir yelpaze üzerinde tanımlayabiliyoruz.
CHP ile HDP’nin Gezi sonrası “sol” zeminde sağlanan siyasi-ideolojik birlikteliği “milliyetçi” etiketli İyi Parti ve “dindar” görünümlü Saadet Partisiyle kamufle ediliyor. Böylece iktidarın “çoğulcu” görünümlü bir yapıyla alaşağı edilmesinin daha meşru, daha haklı ve daha güçlü görüneceğine inanılıyor.
Buna “demokrasi güçleri” diyor imal edilmiş yeni muhalefet.
KCK-PKK ve FETÖ’nün karşı cepheyi aynen bu tanımlamayla destekleyip motive etmesi ise yeni muhalefetin karakterini ele veriyor: Meşru partiler ve terör örgütleri mix edilmiş görünüyor.
***Bunun içindir ki uzun süredir CHP sözcüleri, askeri, hukuki, idari yani tamamen yasal yollarla derdest edilen terör örgütlerinin yarım kalan operasyon tezlerini tekrar etmekteler.
Türkiye kendi çıkarlarını savunamayan, terör örgütleriyle bezdirilip demokrasi, insan hakları, barış kavramlarıyla terbiye edilen bir ülke olsun isteyen “dış güçlerin” söylemlerini de keza.
Türkiye’nin adım attığı, tutum aldığı hemen tüm kritik olayda, işte bu yeni muhalefet, Türkiye ile değil Türkiye karşıtı güçlerle o kadar çok aynı çizgide buluştu ki “yerli ve milli muhalefet” açığı Türkiye için hayati bir hal aldı.
Lakin her şeyi daha da karmaşıklaştıran şey karşı cephenin bunu “meşru muhalefet” diye sunması oldu.
***Muhalefet cephesindeki dizaynı aralarında benim de olduğum bir grup gazeteci gayet doğru gözlemledi ve adını da koyarak analiz etti. 2017’den sonraki yazı ve yorumlarımda yapbozun parçalarının üretilme sürecini adım adım takip ettim, işlevini defalarca anlattım. Dileyen basit bir arşiv taramasıyla görebilir.
Cumhur ittifakını oluşturan partilerin ve onları destekleyen seçmenlerin feraseti de bu yönde oldu. Manipüle edilmiş halk hareketleriyle, taşeron terör örgütleriyle, ekonomik salvolarla ve nihayetinde üniformalı ajanların kullanıldığı askeri darbeyle sonuç alamayanlar bu kez meşru alanda sonuç almak istiyordu.
AK Parti’nin başından beri sahip çıktığı, halk iradesinin üstüne vesayet kabul etmem dediği ama muhalefetin ısrarla “sandık her şey demek değildir” diye azımsadığı seçimler “araç” olarak kullanılacaktı bu kez. Dizayn bunun üzerineydi.
***Joe Biden bir hakikati ifade etti o yüzden.
ABD Başkanı Obama’nın yardımcılığını yaparken ABD’nin Türkiye siyasetinde söz sahibi olan, şimdi de Demokratların Başkan adayı olarak yarışan Biden’ın sözlerinin gündeme yeni gelmesi hiçbir şeyi değiştirmez.
Zamanlaması değil çünkü önemli olan, ne dediği, kime dediği.
Peki, zan altındaki muhalefet ne diyor bu işe?
Hiçbir şey.
Yaptıkları laf çevirmekten ibaret...
Sağa sola havaya baksalar da Biden doğrudan kendilerini işaret ediyor.
“Erdoğan’ı yenebilmeleri için muhalefete desteğimizi açıkça göstermeliyiz” diyor Biden. Zaten var olan desteği ve muhalif yönlendirmeyi de içeriyor bu cümle.
***“İktidar niye şimdi ortaya çıkardı” diyor muhalif ağızlar, kalemler.
Ne fark eder?
7 ay önce değil de 7 saat önce yapılsaydı açıklama “neden şimdi” diye sormayacaklarını kendileri dahil kim garanti edebilir CHP’nin?
Hem niye iktidar çıkarıyor kamuoyuna açık bir konuşmayı?
CHP’nin dış ilişkiler birimi yok mu?
ABD’yi iyi bilen, Kılıçdaroğlu’nun dış politika başdanışmanı Ünal Çeviköz niye CHP’nin gündemine almadı bu cüretli ithamı?
Niye “bağımsızlık karakterimizdir” gürlemesi duymadık yedi ay önce?
“Dış mihrak”, “üst akıl” kavramlarıyla alay edince aşikar olanı da savuşturacağını sandıktan, “demokrasi bloğu kurduk”, “dostlarımızla iktidar olacağız” dedikten sonra Biden’a esaslı bir cevap vermek zorluyor haliyle CHP’yi. Ama zan dağılmıyor.
Hele bir de Meral Akşener’in “HDP'nin, CHP'nin, Saadet’in, hepimizin bir araya gelip, Sayın Gül'ü aday göstermemiz istendi bizden” diye ifşa ettiği Abdullah Gül dayatması ve Kılıçdaroğlu’nun Ekmelettin İhsanoğlu için “tıpış tıpış oy vereceksiniz” buyurganlığı kapı gibi ortadayken. CHP milletvekili Dursun Çiçek birkaç yıl önce bazı başsavcılara atıfla “siz indirin, bakın biz nasıl yargılıyoruz” diye AK Parti’yi alenen tehdit etmişken.
Muhalefet evet, ağır zan altında.