"Elimizdeki en iki adam GERÇEKTEN bunlar mı?"
The Times
Hislerimize tercüman bu cümleyi geçtiğimiz yazılarda kullanmıştık. Amerika Birleşik Devletleri tarihi seçimine yaklaşırken herkesin şaşkınlıkla izlediği Demokrat Parti Başkanlık Adayı Joe Biden ile Cumhuriyetçi Parti Başkanlık Adayı Donald Trump arasında canlı yayınla ekrana gelen 'düello' kelimenin tam anlamıyla 'skandal' anlara şahitlik etti.
Nerden başlasak ki? Birbirlerine ettikleri hakaretlerin 'ucuzluğu'ndan mı, üniversite öğrencilerinin protestolarını kulak tıkayan İsrail'i kim daha çok destekliyorvari söylemlerden mi, Trump'ın 'Filistinli' sözcüğünü hakaret olarak Biden için kullanması mı?
Velhasıl, 250 yıllık Amerikan 'demokrasisi' için en 'talihsiz', 'umutsuz', 'hayal kırıklığına uğratıcı' ve 'nerden tutsan elinde kalan' anlarına şahit oldu Amerikan halkı ve televizyondan o anlara canlı şahitlik eden dünya.
Vaziyet Joe Biden için o kadar 'umutsuz' ki, II. Trump dönemi daha yaşamamak için Nobel ödülü kazanan 16 ekonomist, "Hepimiz Joe Biden'ın ekonomik gündeminde Donald Trump'tan çok daha üstün olduğu konusunda hemfikiriz" şeklinde ortaklaşa açıklama yapmak durumunda kalıyor.
Daha da ötesi, eski Amerikan Başkanı Barack Obama, "Kötü münazaralar olur. Bana güvenin, biliyorum" diye bir sosyal medya paylaşımı ile kitleleri 'ikna' çabasına giriyor.
Ancak Joe Biden ile ilgili 'sağlık' durumu o kadar aşikar ki, New York Times gibi köklü bir gazete bile "Ülkene hizmet etmek istiyorsan adaylıktan çekil" şeklinde başlık atmak durumunda kalıyor. Hatta tüm köşe yazarları benzer başlıkları atıyor.
Ancak televizyonda canlı yayınlanan münazaradan sonra Kuzey Carolina'da gerçekleşen mitingde "Eskisi gibi genç değilim, eskisi gibi yürüyemiyor, rahat konuşup yürüyemiyor olabilirim. Ama gerçeği söylüyorum ve ülkeyi yönetebilirim" diyerek başkanlık yarışına 'devam' açıklaması yaptı.
'İkisi de birbirinden merdane' deyiminin 'cuk' oturduğu Amerikan başkanlık seçimlerinin 'kendisi' değil, daha çok 'sonrası' kaygı verici. Çünkü adaylardan her ikisi için de 'sağlıklı karar verme' yetisi ile ilgili çok ciddi şüpheler var.
Ve bu durum Amerikalı komedyen John Stewart'ın 'öfkeli' tepkisinde özetleniyor aslında: "Bu gördüklerimiz gerçek olamaz. Olmamalı. Lanet olsun. Biz Amerika'yız. Aman Tanrım."
Bu sözler 'ikonik' Şeytanın Avukatı filminin son sahnesinde Al Pacino'nun ağzından dökülen o 'ikonik' repliği hatırlatıyor: "Kibir en sevdiğim günahtır."