Hindistan'da Müslümanlar için sıcak günler sürüyor... 200 milyon civarındaki Müslüman nüfusuyla Hindistan, ki bu ülkenin %15'ine denk bir popülasyon, dünyadaki en kalabalık Müslüman toplumların başında geliyor... Ülkedeki dini inançlara göre çizilebilecek bir profilde; %80 Hindu, %15 Müslüman, %2 Sih, %2 Hristiyan ve %1 Budist yer alıyor. Hinduizm başta, diğerleriyle birlikte Müslüman toplumların da, beraberce yaşam sürdüğü Hindistan'da anayasa, tüm inançlara saygı duyulacağının teminatı aslında...
Ama her nedense bazı eyaletlerde, özellikle güney bölgelerde, dini taassubiyetler en küçük bir sebeple bile, kısa sürede alevleniyor ve büyük kaosa sebebiyet veriyor. Gün geçmiyor ki şiddet olayları, ayrımcılıklar bitmesin, hem de herhangi bir şekilde azınlık veya göçmen olmadıkları ve Hindistan'ın eşit vatandaşı oldukları halde, Müslümanlara sanki azınlıkmış gibi sınırlı haklarla veya ülkeye dışarıdan gelmiş sığınmacılar gibi davranılabiliyor... Davranılıyor...
En son olaylar, uygulanan başörtü yasağı dolayısıyla çıktı. Hindistan'da Müslüman kız öğrencilerin okullarına hicaplarıyla girmelerine izin verilmiyordu. Karnataka eyaletinde 1 Ocak'tan bu yana, kız öğrencilerin başörtüleriyle derslere girmeleri, fanatik Hinduların zoruna gitmiş olsa gerek ki, zavallı genç kızlara, sadece tesettürlü Müslümanlar oldukları için; taciz, istismar, hakaret, itme-kakma, kovalama, cinsel saldırı dâhil her türlü melanet reva görülüyor... Sosyal medyadaki dünkü videolarda, örtülü kız öğrencilerin üzerine tuvalet suyu döken erkek öğrencileri görmek, taciz ve hakaretleri arasında yürümek zorundaki kızlara bakmak, ruhumuzu deldi...
Lise ve yüksekokullara dini inançlarına uygun şekilde tesettürle girmek isteyen öğrenciler, 31 Ocak'ta Karnataka Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde dava açmışlardı. Kız öğrenciler, karar verilinceye dek, yasağın sürmesini isteyen bilirkişi heyetinin bu işi özgürlükler aleyhine uzattığını söylüyorlar.
Bibi Muskan Han, PES Üniversitesi öğrencilerinden ve hocalarına bir ödevini göstermek maksadıyla okula geldiğinde olanlar oldu. Motosikletinden inip, okul binasına yürürken, boyunlarına safran şallarını takmış fanatik erkek öğrencilerin, yuhalamaları, tacizleri ve tehditleriyle karşılaştı. "Lord Rama'ya Zafer' çığlıkları atarak kızın üzerine yürüyen bu erkek kalabalığı, Bibi Muskan'ı korkutmaya yetmemişti oysa... O kızgın kalabalığa dönerek, sol elini havaya kaldırarak, üç defa 'Allahu Ekber, Allahu Ekber, Allahu Ekber' diye bağırdı...
Sonraki açıklamalarındaysa, "Allah'ı hatırlamak beni güçlü kılıyor" dedi. Kısa sürede cesaretiyle, sosyal medyada ilgi odağı oldu. Uluslararası destek ona: "Üzülme, Allah bizimledir' diyordu... Bibi Muskan'ın açıklamalarını dikkatle okudum. Kendisini büyük bir bağlılıkla Hindistan vatandaşı olarak tanımlıyor ve anayasalarına güveni de tam... "Bizim anayasamız dini hakları güvence altına almıştır, başörtüsüne özgürlük sağlanacak" diyor... Bütün bunları 28 Şubat'ın yıldönümünde yeniden yaşamak, benim için bir dejavu gibi oldu. Gözümün yaşı durmuyor haberlere bakarken... Muskancığım, Allah korusun sizleri, yollarınızı açsın diyorum.
Örtülü kızların saçlarını açarak yerlerde sürükleyen nefret yüklü erkeklerden ibaret değil Hindistan... Nitekim Hindu, Müslüman karışık halde, erkek öğrenciler el ele tutuşarak caddeler boyunca kurdukları emniyet kemeriyle, kız arkadaşlarına dövülememeleri, laf atılmamaları için, destek oluyorlar... Barış, vicdan ve insanlığa saygı; kötülük ve nefretten üstündür, inşallah aydınlık, karanlığı alt edecek güçtedir... Bu dayanışmadan inşallah iyilikler çıkacak...
Bibi Muskan, henüz 19 yaşında ince uzun bir kızcağız. Ama o tek başına, bir Mescid-i Aksa gibi aydınlatıyor tüm dünyayı. Ona ve arkadaşlarına bakıyorum: "Allah'ım tekbirini yine gençler omuzlamış işte' diyorum. Bu nasıl büyük bir onur, büyük bir asil duruş, soylu ve nezaketli bir aksiyon... Küçücük bir kız, bize cesareti, inancı, haysiyeti hatırlattı... Küçük bir kız, büyük bir kale!