Altı yılını dolduran TRT 6, yoluna bundan böyle TRT KURDÎ olarak devam edecek. TRT Genel Müdürü Şenol Göka, 6. Kuruluş yılı için İstanbul’da düzenlenen Dengbêj programında açıkladı ve bu isim değişikliği memnuniyetle karşılandı.
Hayırlı kutlu olsun.
Hatırlayacaksınız elbette, TRT 6’in yayına başlaması kolay olmadı. Parlamentoda ve parlamento dışında yoğun tartışmalara şahit olduk. Kürt aydın ve sanatçıları, TRT 6’in kuruluşundan sonra, destekleyenler, çok net ama elbette politik bir tavırla desteklemeyenler, ve desteklemelerine rağmen, yayınlara katkı sunabilecekken, TRT 6’in ekranlarında görünmeyi pek isteyemeyenler, yani mahalle baskısı nedeniyle bir kenarda durmayı tercih edenler olarak üçe ayrıldı.
Aynı şekilde, Kürt siyaseti içinde TRT 6’’in yayın hayatına başlamasına sıcak bakanlar oldu, ama bakmayanların sayısı daha fazlaydı..
Dönemin muhalefeti, TRT 6’i bölünmeye giden yolda bir adım, hatta yasa dışı korsan bir yayın olarak tanımlamıştı. Şimdi ise TRT 6’i biri çıkıp bölücülükle suçlasa, herhalde çok ayıp kaçar.
Kuruluş ve yayına geçiş aşamasında, Kürt siyaseti de maalesef iyi bir sınav vermedi. TRT 6’e destek veren Rojin ve başka sanatçıların başına gelmeyen kalmadı. Tuhaflığa bakın ki, TRT 6 ekranlarından Halepçe stranını, ve Kürt müziğinin klasiklerini mesela Ahmedê Mala Musa gibi kılam ve stranları okumak dahi, ‘ulusal ihanet’ olarak görüldü. Kürt aydın ve sanatçıları, TRT 6’e verdikleri destek için doğrusu çok ağır bedeller ödediler.’ Ulusal safları terk etmiş hain muamelesi’ görmekle kalmadılar, itibarsızlaştırıldılar, kişilik katline uğradılar.
Oysa TRT 6’in yayın hayatına başlaması, romanı, yayıncılığı şusu busu yapılamaz denilen yasaklı bir dilin, yani korkunç inkar süreçlerinden çıkıp gelmiş bir dilin, gözlerini hayata yeniden açması ve onu bin bir zahmetle yaşatanlara sevimli bir bebeğin gülüşüyle göz kırpması gibiydi. Diyeceksiniz ki, abartmayalım, TRT 6’in yayın hayatına başladığı dönemde çok sayıda televizyon zaten yurt dışında, Kürtçe yayın yapıyordu. Tamam, durum aynen böyleydi ve eş zamanlı tarih içinde Türkiye’de inkar ve asimilasyon devam ediyorken, Kürtçe yayın alanında epey mesafe kat edilmişti. Bu fikre bir itirazım yok. Ama burada önemli olan TRT 6’in devletin eliyle hayata geçmesi, Kürt dili ve edebiyatına devletçe bir sahiplenmenin gerçekleşmesidir . Yani önemli olan, Kürtçe’ nin uzun bir inkar döneminden sonra, diğer lehçeleriyle birlikte gözlerini yeniden hayata açarken, bu doğum anını mümkün kılan ebeliğin devlet tarafından ifa edilmesiydi.
Kürt dili ve kültürüne yönelik, özellikle Türk halkı arasında yaygın olan hurafelerin, şu ‘kart - kurt’ türünden hikayelerin sona ermesi ise bir başka kazanımdı.
Türk halkının TRT-6 tecrübesinden bugün son derece olumlu etkilendiğini, ve bu tecrübenin aslında çözüm sürecine giden yolda önemli bir aşama, bir başlangıç olduğunu görüyoruz.
Devletin Kürt dili ve kültürüne yönelik olarak ortaya koyduğu tanıma ve saygı duyma siyaseti, bugün Türkiye’ye mal olmuşsa bunda TRT 6’in büyük bir katkısı olduğunu görmek gerekir.
Korkulan hiçbir şey olmadı. İyi niyetli diyemeyeceğimiz bir çok insan TRT 6’in amacının, Kürtler’e kendi dillerini kullanarak resmi ideolojiyi dayatmak olacağını söylüyordu. Oysa bırakalım Kürtler’e resmi ideolojiyi dayatmayı bir yana, altı yıl sonra bugün Türkiye’nin Başbakanı, hükümetinin resmi ideolojiyi sona erdirmiş olmasıyla övünüyor.
Diyeceğim, fazlasıyla siyasallaştırılmış ve sanatı edebiyatı, kültür alanlarını araçsallaştırmaya meyilli bir görüşün zaviyesinden de baksanız sonuç değişmez, TRT KURDİ, Kürt medya tarihinin ve yayıncılığının önemli bir konağıdır artık.
TRT6 İdeoloji aşılayacak deniliyordu. Şimdi de ismi değişti ve KURDÎ oldu diye, Sayın Şenol Göka’ya yönelik haksız itham ve eleştiriler yapılıyor. Neymiş efendim, bu isim Zazaca konuşanları ötekileştiriyor ve Kurmançça’yı öne çıkarıyormuş! 20’den fazla televizyonun isminde Kürt, Kürtçe ve Kurdî olmayı çağrıştıran yığınla sembol ve kelime geçiyor. Kırk yıllık Paris Kürt Enstitüsü’nün Başkanı Kendal Nezan ve Kürt müziğinin yaşayan en büyük ozanı Şıvan Perver’in katkılarıyla kurulan televizyon kanalının adı bile KURD 1’ti. Kürt tarihi ve araştırmalarının bilimi olan disiplinin adı d Kürdoloji’dir. Bu kelime ve kavramlar bu dilin ve bu dile ait tarihi, dahası Sorani, Zazaki ve Gorani lehçelerini de kapsar. Kaldı ki Kürtlerarası lehçe alışverişi ve buradan doğan zorlukların aşılmasında da, TRT KURDİ ve devletin Anadolu Ajansı bugün adeta öncülük yapıyor. TRT Kurdi kanalının dünkü, programına, Zazaların Piri, Şeyh Said ailesinden çok sayıda katılım vardı. Ayrıca Zaza dernekleri, Zaza dergilerinden de temsilciler gelmişti, tamamı isim değişikliğini büyük memnuniyetle karşıladı.
TRT KURDÎ’yi bugünlere getiren herkese ve son isim değişikliğine karar veren Yalçın Akdoğan, Şenol Göka ve Mustafa Ekinci’ye, bu köşeden selam olsun.. Unutmak olmaz tabi. TRT KURDÎ’nin gerçek mimarı Cumhurbaşkanı Eroğan’a ne kadar teşekkür etsek azdır.