Dünya yeniden yapılanıyor, coğrafyalar yeniden şekilleniyor, bu uğurda devletlerarası kıyasıya bir savaş olanca hızıyla yaşanıyor.
İçinde bulunduğumuz bu kritik günlerde, içimizde tüm bu olan biteni görebilende var göremeyen de.
Ülkenin bu uğurda yaşadıklarını anlayanda var anlayamayan da.
Anlayamayanlara anlatmak, göremeyenlere göstermek de bize düşen görev. Bizde bize düşen görevi icra etmek için gece gündüz çalışacağız.
Son günlerde yaşadıklarımız gösteriyor ki onca emeğe rağmen, onca çabaya rağmen azınlıkta olsa halen olan biteni anlatamadığımız, halen gerçekleri gösteremediğimiz bir kitle var.
Bugün bana ayrılan bu köşede yazı yazmayacağım.
Bugün bu köşede yazı yerine anlamakta zorluk çeken hastalıklı kitleye iyi geleceğini düşündüğüm bir reçete yazacağım.
Reçetemiz basit, iki kalem ilaçtan oluşuyor...
Kalem 1...
Aşağıdaki yazıyı günde üç öğün yemeklerden sonra tok karnına okuyacaksınız.
Yazıya gelince;
Batının bizim hayrımıza herhangi bir şey istemeyeceği akıl zoru hastaların dahi bildiği bir konu.
Hepimizin bildiği bu altın kuralı bir kere daha hatırlayalım.
Batı Türkiye'nin hayrına olan herhangi bir şey istemez, batı Türkiye iyi olsun istemez.
Eğer batı sizin sırtınızı sıvazlıyorsa yolunuz yanlış demektir, batı sizi yerden yere vuruyorsa yolunuz doğru demektir.
Şimdi gelin bu altın kural eşliğinde batının İmamoğlu'na verdiği desteği bir görelim.
Avrupalı Belediye Başkanları tarihinde ilk defa bir araya geldiler ve ortak bir açıklama yaptılar kesmedi bir de video yayınladılar.
Aralarında Paris, Roma, Barcelona, Milano, Brüksel, Budapeşte, Atina, Amsterdam Belediye Başkanlarının olduğu işte o açıklama;
'Meslektaşımız Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasını ve Türkiye'deki seçilmiş yerel yöneticilerin tutuklanmasını en güçlü şekilde kınıyoruz. Bu durum temel haklara ve yerel yönetimlerin özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor. 'Ekrem İmamoğlu, demokratik yollarla seçilmiş bir belediye başkanı olarak, çoğulculuk, adalet ve temel özgürlüklere saygı temelinde bir geleceğe duyulan umudun simgesidir. İmamoğlu ve siyasi gerekçelerle tutuklanan muhalefet temsilcileri derhal serbest bırakılmalı. Seçilmiş yerel yöneticilere yönelik yargılamalar, siyasi baskılar ve yerel yönetimlere yönelik müdahaleler son bulmalı. Demokratik özgürlükler ve insan hakları korunmalı. Türkiye'de hukukun üstünlüğünün korunması ve meslektaşımızın serbest bırakılması için acil önlemler alınmalı AB Kurumları derhal harekete geçmelidir."
Başkanlar sıramızı savdık diyerek topu Avrupa Konseyine attı ve konseyde üzerine düşeni yaparak gerekli açıklamayı yaptı;
"Bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminin önemli adayına yönelik siyasi baskının tüm unsurlarını gözlemliyor ve İmamoğlu'nun gözaltına alınmasını kınıyoruz. Strazburg'da 24 Mart'ta yapılacak "Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi" toplantısında bu konu ile birlikte Türkiye'deki belediye başkanlarının görevden alınması ile ilgili acil bir görüşme yapılması önerisi konusunda karar vereceğiz."
Sonrasında sahneye siyasi liderler çıktı.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz;
"İmamoğlu'nun tutuklanması üzücü bir olay. Siyasi muhalefet yargılanmamalı.
Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sebastian Fischer;
"Gözaltı kararı; Türkiye demokrasisi için ciddi bir gerileme, aynı zamanda İmamoğlu'na baskı uygulamak amaçlı bir dizi hukuki hamlenin parçası."
Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christophe Lemoine;
"Paris karardan derin endişe duyuyor. Bugünkü gözaltılar Türkiye demokrasisi için ciddi sonuçlar doğuracaktır."
Medya boş durur mu...
İngiliz The Guardian gazetesi;
"Erdoğan'ın ana rakibi, üniversite diplomasını geçersiz kılmasından bir gün sonra gözaltına alındı. Bu siyasi bir hamle olarak değerlendiriliyor"
İtalyan Repubblica gazetesi;
"Erdoğan'a karşı yarışmaya hazırlanan İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu gözaltına alındı"
Financial Times gazetesi;
"Anketlerde Erdoğan'ın önünde yer alan rakibi Türk polisi tarafından gözaltına alındı."
Fransız Le Monde gazetesi;
"Türkiye Cumhurbaşkanı'nın başlıca rakibi olan İstanbul Belediye Başkanı tutuklandı, muhalefet 'darbe' olarak değerlendiriyor"
Gördüğünüz gibi Türkiye dostu batı İmamoğlu'na bu methiyeleri düzerken Erdoğan'ı yerden yere vuruyor.
Batının değişmeyen kuralını hatırlatarak soralım, iki isimden hangisi ülkenin, hangisi batının lehine çalışıyor olabilir sizce...
Tekrar hatırlatarak diğer ilaca geçeyim. Günde üç öğün ve tok karnına. Tok olmanız önemli beyne kan gitsin ki anlaması kolay olsun.
Geçelim diğer ilacımıza...
Kapsül 2:
Bu yazıyı da günde üç öğün aç karnına okuyacaksınız.
Yazıya gelince;
Para piyasalarını takip edenler borsada yabancı sermayenin çok büyük oranda pay sahibi olduğunu bilirler.
İmamoğlu tutuklandığında her ne hikmet ise o yabancılar iki günde deli gibi hisse senedi sattılar ve borsada yüzde yirmi beş değer kaybına sebep oldular.
Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere.
Hayırdır hemşerim nedir bu telaş, altı üstü yolsuzluk suçlamasıyla bir belediye başkanı tutuklandı.
Bu anlamsız satışın, bu telaşın sebebini anlatın da biz de bilelim.
Ne oldu şirketler mi battı, Türk ekonomisi mi çöktü.
Bunların hiçbiri olmadı ama buna rağmen sattılar çünkü batı üzerine en çok yatırım yaptığı kozunu kaybetmenin verdiği şaşkınlıkla bütün tuşlara bastı.
Bu durum karşısında bize düşen Allah'ın verdiği aklı kullanarak sorgulamak, dönen dolapları anlamak ve batının İmamoğlu sevdasını anlamak olmalıdır.
Zira oyunun büyüklüğünü ancak bu sorguyu yaptığınızda anlayacaksınızdır.
Sonuç;
Bu tedaviyi bir süre uygulayın.
Baktınız hasta tepki vermiyor tedaviyi kesin.
Zira eğer bu yazılarda gerçeği görmeye yetmiyorsa hastada beyin ölümü gerçekleşti demektir.