Serdal Adalı seçim öncesinde “Bugün sadece başkanımıza değil, vizyonumuza karar vereceğiz” demişti.
Ezici üye çoğunluğu Fikret Orman’ın vizyonunu seçti.
Orman’ın, kazandıktan sonraki ilk söyleminde “Beşiktaşlılar bir zihniyeti onayladı. Artık kandırılmak istemiyorlar” demesi çarpıcıydı.
Genel Kurul, bir başkan adayının düşünce yapısına oy verdi ya da vermedi! ‘Düşüncenin değerini’ ön plana çıkardı! Bu durumu bir devrim gibi görmekteyim.
Seçtikleri doğru ya da yanlıştı, ama seçme yöntemleri net biçimde doğruydu.
“Kulübe kredi açacağım, size şu ünlü oyuncuyu getireceğim” gibi heyecanları okşayan değil, kulübün büyüklüğünü koruyup, artıracak; kulübü kişilerin ipoteği altına sokmadan, ensesi kalın biçimde yaşatacak mantığa dayalı bir anlayışı benimsediler. Bu anlayışın temsilcisine verdiler görevi.
Orman da Adalı da kulübe katkı yapmayı istiyordu elbette. Ne var ki Serdal Adalı’nın yöntemi, çoğunlukla batıran, Orman’ın yöntemi bataktan çıkaran bir kimlikteydi.
İkisi de birbirine yakın sürelerde yöneticilik yaptılar. Adalı’nın etkin biçimde rol aldığı dönemdeki vizyonla kulüp borca battı, UEFA’dan ceza aldı; Orman döneminin vizyonu ile beğenilen bir futbol takımına sahip oldu, borçlarını azalttı!
Kulüpler güçleri oranında yatırım yapmalılar ve eğer daha çok yatırımdan yana iseler, önce güçlerini artırmalılar. Kaynak yaratmalılar.
Bir de üyeler cephesi var... Kulüplerinin olanaklarını bilmeliler ve yöneticilerinin hangi olanakları, nasıl kullandığına bakarak bir beklenti içinde olmalılar. Yöneticinin kendi fiyakası için kulüp olanaklarını har vurup harman savurmasına, heyecan verici birkaç cilalı söze kanıp izin vermemeliler.
Olaylara bakıştaki gerçekçiliğe ve yönetim anlayışındaki çağdaşlığa önem vermeliler.
Sanırım bundan sonra hiçbir başkan adayı, “Size Messi’yi getireceğim” gibi bir aldatmacı, heyecan sömürücü seçim sloganı ile ortaya çıkamayacak. Yönetim kapasitesini anlatmaya, bununla ilgili belgeler sunma çabalayacak. “Size Messi’yi alacak kaynağı ve kimliği kazandıracağım” diyecek. Bunun belgelerini sunacak.
Serdal Adalı Beşiktaş’a hizmet yolunda hapis bile yattı. Aldığı 2088 oyun önemli bir kısmının bu özverisine gösterilen saygıdan olduğunu düşünüyorum. Eğer ayağı yere basmayan transfer vaatleri, sponsorluk anlaşmalarından söz etmek yerine Orman’ın yöntemi ile ortaya çıksaydı, çıkabilse idi, inanıyorum ki çok daha fazlasını alırdı.
Bundan eminim, çünkü Beşiktaşlı seçmen neyi neden yaptığını oyları ile çok çok iyi biçimde gösterdi.
Şimdi artık top Orman’da. Eline verilen gücü, gösterilen güveni yerli yerinde kullanmalı.