Beşiktaş yönetiminin stat tercihini başından beri doğru bulmuyorum. TT Arena ve Saraçoğlu olmuyorsa, İstanbul’daki tek uygun seçenek Olimpiyat’tı bana kalırsa. Rüzgar ve ulaşım sorunu dahil, tüm olumsuzluklarına karşın. Kapasitesi nedeniyle çok makul kombine fiyatları belirlenebilir, maçın önemi ve takımın performansı doğrultusunda belli bir doluluk oranı yakalanırdı. Zaten yönetimin de derbiler ve Trabzon maçı için orayı tercih etmesi böyle bir beklentiyi yansıtmıyor mu? Beşiktaş’ı kapasitesi sınırlı ve kimi güvenlik riskleri taşıyan bir stada hapsetmek ne diye?
Yönetimin taraftara yönelik tutumu beni kaygılandırıyor. Başka takımlarınkine benzer bir tribün görüntüsü mü özlüyorlar diye düşünmeden edemiyorum. Ve şunu da çok merak ediyorum: Beşiktaş taraftarının gelir düzeyi ve takım aidiyeti konusunda yapılmış ciddi bir çalışma ya da araştırma var mı acaba? Olsa, Beşiktaş tribünlerinin biricikliğini törpülemeye yönelik anlayış sürüp gider mi yine de? Dedim ya, meraktan soruyorum.
Transfer politikasını da tam anlayabilmiş değilim. Takımın ilk 11 yapısı ne ölçüde değişti, bilemiyorum. Örnekse Eneramo transferi. Hala aklıma yatmış değil. 6+0+4’ün tribünde oturacak bölümüne mi yapıldı? Eğer öyleyse, gereksiz ölçüde maliyetli bir transfer. Yok değilse, Eneramo Beşiktaş’ın ilk 11’inde olabilecek nitelikte bir oyuncu mu? Eneramo yıpratıcı, fizik gücünü iyi kullanan, ama vuruş tekniği ve pozisyon bilgisi zayıf bir forvet. Umarım ben yanılırım. Bu arada 6+0+4’ün tam bir saçmalık olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.
Çok sayıda taraftar “Takımı hazırlık maçlarında nasıl buldunuz?” diye soruyor. Ben de her hazırlık dönemindeki yanıtımı yineliyorum: Hazırlık maçları taraftar ve yorumcular için değil, teknik direktör için oynanır. O yüzden hazırlık maçlarına yorum yapmam, oradaki taktik düzeni de oyuncu performanslarını da önemsemem. Benim ölçütüm resmi maçtır. Takımdan kişisel beklentime gelince, her sezon başındaki dileğim aynen geçerli: Beşiktaş’a yakışan, ofansif ve agresif bir oyun anlayışı. Hücum Beşiktaş, Hücum!
Bitirirken: Selçuk Yula’nın ölümü beni çok üzdü. Tribünden çok izlemişliğim vardır, çok severdim futbolculuğunu. Fenerbahçe camiasına başsağlığı, sevenlerine, yakınlarına sabır, metanet, teselli diliyorum.