Kim demiş Beşiktaş tek cephede yarışıyor diye?
İki cephede savaşım veriyor ve biri ötekini de doğrudan etkileyen ağırlıkta.
Bir rakip grubu Süper Ligdeki 17 takım.
Bir rakip grubu ‘alacaklılar takımı!’
Bu alacaklar takımı ile verilen mücadele, Süper Ligde verilen mücadeleyi doğrudan etkiliyor.
Zira parasızlık, zorunlu kemer sıkma politikası, öncelikle kadroyu hem nitelik hem nicelik olarak etkiliyor.
Süper Lig takımlarını yazmaya gerek yok, ama yöneticilerin elini ayağını bağlayan, zamanlarının çoğunu harcatan ‘alacaklılar takımını’ bir sayalım:
Erhan Güven, Quaresma, Aurelio, Ferrari, Nihat Kahveci, Alves, Egemen, Ernst, Bebe, Sidnei, Koch, Hilbert, İ.Üzülmez... Batuhan (için Eskişehir’e), Gestifute (Mendes’in menacerlik şt.), Sven Helder (Sivok menaceri), Kılıçoğlu şt. Ve elbette bir de eski Başkan Yıldırım Demirören. 104 milyon lirası için dayatmaması bir rahatlık gibi dursa da “ya isterse” korkusu yönetimin yüreğini sürekli ağzında tutuyor.
Yeri gelmişken, kimi Beşiktaşlılar Başkan Fikret Orman’a “hesap sorsana” deyip durmaktalar... Affedersiniz, adamın sırtına öyle bir kılıç dayalı ki... Hani Demirören’in, “öde!” diye sıkıştırdığını hiç duymadık, ama ya isterse? Başkan Orman’ın, alacaklı eski başkanı bu noktaya itmemek gibi bir zorluğu da var.
Bu gerçeklerin ışığında Beşiktaş’ın bu yılki en ciddi rakibi Ne Galatasaray, ne Fenerbahçe, ne Kasımpaşa, ne Bursa, G.Birliği, Antalya, Eskişehir, Kayseri...
İşte bu alacaklılar takımı...
Beşiktaşlı, takım ligi kazanmasa da yöneticiler bu ‘alacaklılar takımını’ yendiğinde, olayı bir şampiyonluk gibi kutlamalı.
Yöneticileri bu yıl, alacaklılarını memnun edip gönderirse; gelecek ödemelerini, gelirleri ile karşılayabilmenin düzenini kurabilirse... Yanı sıra teknik adam ile futbolcular Avrupa Ligi’ne ve hatta şampiyonlar ligine (ikinci olarak bile) katılabilirse, şampiyon sayarım Beşiktaş’ı... Hani bir de ligi şampiyon bitirirse var ya çifte şampiyon sayarım.
Ama öncelikli beklentim kulübün sağlıklı ekonomik yapıya kavuşturulması. Yönetim Kurulu bunu başarır ve yakın gelecekte stadı kotarır, kulüp gelirlerini rakipleri ile baş edecek çizgiye çıkarırsa işte o zaman Süleyman Seba devriminin bir başkasını üretmiş olarak bu yönetimi bir numaraya yazarım.