Beşiktaş’ın şampiyonluğu umut, hedef, hayal, muhtemel olmaktan çıktı; (henüz resmi olmasa da) fiilen gerçekleşti. Sadece onay bekliyor.
Bence esas sıkıntı, bundan sonra başlayacak... Bir yığın engellerle inşaatını başlattığı yeni ve modern stadını yapmış, açılışını gerçekleştirmiş, maçlarını oynamış, üstüne üstlük şampiyon olmuş Beşiktaş; bu badireleri atlatmış olmanın verdiği huzur boşluğu içinde, yarınlara kayıtsız kalma gevşekliğini yaşayacaktır.
Nerden biliyorum? Çünkü klasik Türk mantalitesi devreye girecek; doyuma ulaşmanın rahatlığı ile, yeni sezonu pas geçme konusunda, kendisine hak verme duygusallığında olacaktır. Klasik Türk protitipi budur. Yaptığı iyi şeyi “Daha iyi yapmak” için gereken motivasyonunu kaybeder. Sosyal tıp, buna “Zafer sarhoşluğu” der..
Bu nedenle Beşiktaş, erken yakaladığı rehaveti, kendine zarar verecek çizgiden çabuk çıkarmanın çözümünü de bulmalı... “Durun biraz keyfini sürelim” yaklaşımı, evrim geçirip virüse dönüştüğünde; yakaladıkları başarının çabucak mazi olduğunu göreceklerdir.
***
Dikkat edin... Şampiyonluk coşkusunu hemen terkedin demiyoruz. Bunun kıvamını ve süresini iyi tayin edin diyoruz. Yoldan, raydan, daha kötüsü zıvanadan çıkmayın. Yeni sezon, sizin sandığınızdan çok daha çabuk kapınıza dayanır. Başarıda tekrar ve hatta süreklilik için, gerçekler sizin paşa gönlünüzü beklemez. Yarın için, bir çok şey geçtir. Hemen, şimdi, bu an, gereken zamandır.
Başarı, kurumsallaşmalıdır. Kişilerin başarısından, sistem ve ilkelerin başarısına geçiş yapmalıdır. Bunlar da, kırk gün kırk gece bayram yapmakla gerçekleşmez.
Elde kalması zorunlu olanlarla, elden çıkarılması elzem olanların tam tespiti... Yeni gelmesi muhtemel olanların çabuk planlanması, transferi için şimdiden aktivasyona geçilmesi gibi işleri burada belirtmeyi ve hatırlatmayı ayıp bile sayıyorum.
Hadi Beşiktaş; elini çabuk tut, yapılacak çok iş var.