Olmadı Beşiktaş olmadı... Bu skor sana hiç yakışmadı. Ayrıca ortaya konan oyun sanki Beşiktaş’ın tempolu futbolu değil, herhangi bir amatör takım gibiydi. Halbuki maç öncesinde nasıl da ümitlenmiştik. “Şampiyonlar Ligi’nde Beşiktaş yol alır” diyorduk. Ama Dinamo Kiev karşısında seyrettiğimiz
Beşiktaş taraflı tarafsız yurdum insanını üzüntülere soktu. Beşiktaş’ın maçın başlangıcında birinci ve ikinci bölgede enlemesine ve geriye futbol oynama arzusu sanki maçı kazanma adına değil de, beraberlik isteğindeydi.
Besedin kale dibinden attığı golle takımı Dinamo Kiev’i öne geçirirken, Beşiktaş savunmasıyla kalecisi Fabri sadece seyreden oldu. Ardından gelen verilen saçma-sapan penaltı kararıyla Yarmolenko golleri ikileyen oldu. Daha sonrasında Buyalskyi’yle 3. gol de gelince Beşiktaş’ın kolu kanadı kırıldı. Andreas Beck de penaltı nedeniyle gördüğü kırmızı kartla Beşiktaş’ı 10 kişi oynamak zorunda bıraktı.
Dördüncü Kiev golünde ise Beşiktaş kalecisi Fabri’nin ceza sahasının önüne kadar çıkarak görüntü vermesi, rakibine aşırtma gol şansı tanıdı. Sonrasında Beşiktaş adına oyun düzeni-mü- zeni kalmadı. Adeta gardı düştü ve maça havlu attı. Tam ümitleneceğimiz zamanda kader mahkumu oluyoruz. Aboubakar da gereksiz bir kırmızı kartla takımını 9 kişi bırakınca, Beşiktaş’ın nereye koştuğunu anlamadım.
Maç elden gitti zaten. Sydorchuk ve Moraes golleri altılayınca Şenol Güneş de, Beşiktaşlı futbolcular da biçare bir şekilde sadece baka kaldı. Beşiktaş seyredenlerini, taraftarlarını hüsrana uğratırken alışagelmiş yüksek tempolu futbolundan asla eser yoktu.
Bana “Beşiktaş’ta bir futbolcunun oyuna katkısı var mı?” diye soracak olursanız, tribündeki 12. adam Beşiktaş taraftarının dışında sahada hiçbir Siyah-Beyazlı oyuncunun varlığını gösteremem.
Bu görüntüyle umarım Teknik Direktör Şenol Güneş’in Beşiktaş’ı aynı depresyonu kendi ligimizde yaşamaz. Benim böyle bir Beşiktaş takımını izlemeye asla tahammülüm yok. Çünkü bu sonuç utanç vericidir. Yetkililer Beşiktaş adına iyi düşünmeli.