Beşiktaş Konya karşısında 18 gol girişimi üretti. İç sahaya yakışır bir rakam. İlk yarı gol girişimi sayıları 8-1. Skor da bunun yansıması. Ben 2. yarıdaki Beşiktaş’ı da beğendim. Golü erken yemesine karşın, aşırı bir konsantrasyon sorunu sergilemedi takım. Golden sonra yalnızca 15 dk’lık bir dilimde bocaladı, dk. 65’ten sonra yeniden hücum üretkenliği yakaladı. Bu yarıda da gol girişimi sayısında 10’a 7 üstünlüğü var Beşiktaş’ın. Bunların 5’i son çeyrekte. Bu da anlaşılır bir durum. “Rakip riske girdi” kolaycılığından ziyade, rakibin baskı kurmaya çalıştığı anlarda böyle bir üretkenlik sergilemeyi önemsemeliyiz.
Beşiktaş’ın 12 maçlık gol girişimi ortalaması 14,7. Hücum üretkenliği açısından bunu yeterli bulmuyorum, ama gelecekten umutlu olduğumu da hep vurguluyorum. Bu ortalama 17 civarına çıktığında maçın tamamını baskın karakterde oynayan bir takım izleyeceğiz. Kaldı ki bu rakam bile F.Bahçe ve G.Saray’ın ortalamasından iyi. Her iki takımın da gol girişimi ortalaması 12 civarında. F.Bahçe’nin tek farkı skor üretkenliği, üstelik son dakika golleriyle aldığı puan sayısını da 8’e çıkardı geçen hafta. Diyeceğim, mevcut puan farkı futbol kalitesi açısından bir uçuruma işaret etmiyor.
Beşiktaş modern futbola uygun bir orta saha üretkenliği sergiledikçe, ileri üçlüsü de gereken verimi yakalar. Bu konuda pek kaygılı değilim. Fernandes-Oğuzhan ikilisinin sahada olması ve doğru anlayışla oynaması önemli ve yeterli. İdeal orta üçlüye eklediğim ad Atiba elbet. Geçen hafta da yazdım, Oğuzhan’ın sakatlığı, bek sorunu falan derken, bu üçlüyü hepi topu 2 maçta görebildik sahada. Beşiktaş görece talihli bir sezon yaşar, bu üçlüyü daha fazla kullanma fırsatı bulursa, futbol kalitesi de aşamalı olarak artacak.
Şu ana kadarki deplasman stratejisinden memnunum Beşiktaş’ın. F.Bahçe karşısında da agresiflikle akılcılığı dengede götüren bir oyun anlayışı bekliyorum. Beşiktaş derbiyi kazanırsa ligin geleceği değişir. Öyle de olsa, bu sezonu Biliç ve takım üzerinde şampiyonluk baskısı oluşturmadan geçirmek önemli. Bunu ısrarla söylemeyi sürdüreceğim. Teknik adam öğütme makinesine dönüşmüş olan Beşiktaş’ta en azından orta vadeli bir yönetsel akılcılık ve sabır görmek en büyük dileğim. Şampiyonluk bunun yanında solda sıfır kalır.