Beşiktaş Teknik Direktörü Samet Aybaba geçtiğimiz hafta Antalya’da yapılan TSYD seminerinde dikkatleri bir kez daha altyapıya çekti. İşte düşündüren sözleri; ‘’Altyapılarımızın halini görseniz oturur ağlarsınız. Ben Beşiktaş teknik direktörüyüm, Fulya’ya gidemiyorum. Çünkü orada bizim arkadaşlarımız bir barakada oturuyor, genç çocuklarımız da bir barakada soyunuyorlar... futbol şu anda batmıştır”. Aybaba devam ediyor. ‘’... Nasıl düzelteceğiz arkadaşlar, ‘Futbol nasıl kurtulur’ diyorlar. Altyapıdan gelen oyuncularla kurtulacağını hepimiz bilmiyor muyuz. Biliyoruz.”Aybaba’nın teşhisi doğru. Peki biliyoruz da ne yapıyoruz. Hiçbir şey. Teşhis belli, tedavi edecekler 2013’ü de umarım boşa geçirmezler.
Samet Aybaba’nın Beşiktaş’ına bir bakalım. Bambaşka bir hikaye. Beşiktaşlı dostlarımla yaptığımız sohbette öne çıkan tespitlerimiz.
Nitelik ve nicelik olarak eksik olan.
Sezon başında takım kurmakta ve oyuncuları tutmakta sıkıntı yaşayan.
Yabancıları ayrılmak isteyen.
En kıymetli oyuncusu kadro dışı kalan.
Bu eksiklik içindeyken bile, sakatlıklarla ikinci kere eksilen (Köybaşı, Pektemek, Akgün),
Pırlantası Manuel Fernandes’i en kritik haftalarda sakatlanan.
Çok talihsiz puanlar kaybeden (G.Saray, G.Antep, Sivas, Trabzon, Eskişehir).
Gençlerden katkı alamayan.
Kaleci hariç tek yabancı transferi Escude’den fayda sağlayamayan.
Oyun içinde takım defansını yapamayan, sol kanadı yolgeçen hanı olan, orta sahada oyunu tutamayan.
İleride çoğalamayan.
Bütün maddi olumsuzluklara rağmen bir takım nasıl olurda 21 Aralık itibariyle bu kadar gol atar (38), bu kadar gol yer (25), bu kadar puan toplar (30) ve zirvede 2. sırada yer alır.
Bunun adı “Beşiktaş RUH”udur.
Bu ruhun yaratılmasında baş aktör, kendisine karşı yürütülen tüm olumsuz kampanyalara rağmen, hiç bir şeyden şikayet etmeyen Samet Aybaba’dır. Ve onun arkasında duran başkan Fikret Orman’dır
Yolun açık olsun Karakartal.