Zirvenin kalbi dün gece Vodafone Park’ta attı. Beşiktaş kazanmak için sahaya çıktı, zirvenin 6 puan gerisindeydi. G.Saray ise büyük maç kazanamamanın psikolojisini yaşıyordu.
Kadrolar açıklandığında Talisca’nın olmadığını gördük. Şenol Güneş ayağında daha çok top tutan ve gerektiğinde defansına yardım eden Oğuzhan’ı seçmişti. Bu tercih doğruydu. Tudor ise sol bekte Denayer’i tercih etti, Linnes’i kulübede oturttu. Yasin’in yerine ise cezası biten Feghouli vardı.
İlk yarı Kartal baskılı oynadı. Oğuzhan’ın liderliğinde Quaresma’nın başlattığı ataklar vardı. Oğuzhan’ın ceza alanı içinde düşürülmesi penaltı tartışmalarına neden oldu. Fırat Aydınus beyaz noktayı göstermeliydi. Sarı-Kırmızılı ekip ise kontratağa dayalı sistemi tercih etti. Rodrigues net fırsatı harcadı. Feghouli’nin vuruşunda Gökhan Gönül kendini siper etti. Gökhan’ın eline çarpan top penaltı değildi.
İkinci yarı Beşiktaş adına şanslı başladı. Sağdan yapılan ortada Muslera topu elinden kaçırınca Cenk Tosun önünde bulduğu meşin yuvarlağı ağlara gönderdi. Uruguaylı kaleciye böyle basit bir hata yakışmadı. Golden sonra Galatasaray resmen abondone oldu. Beşiktaş 15 dakikada 5 net fırsat buldu. Oğuzhan 60’da topu Muslera’ya teslim etmek yerine ağlara gönderseydi maç kopacaktı. Ardından Quaresma’nın gollük pozisyonunu tek başına Maicon önledi. Gökhan Gönül’ün pozisyonunda tribünler gol diye ayağa fırladı ama şut auta çıktı. Quaresma yine topu üç direğin içine göndermeyi başaramadı. Ancak Tosiç topu 90’a gönderip maçı kopardı. Negredo ise pastanın üzerine çilek koydu.
Tudor maçı seyirci gibi izledi. Yasin ve Selçuk değişiklikleri işe yaramadı. Linnes niye oyuna girdi, şaka gibiydi! Bir kez daha büyük maçtan boynu bükük ayrıldı. Artık Tudor, G.Saray’da dikiş tutmaz... Beşiktaş ise çok daha farklı kazanacağı maçı 3 golle bitirip zirve yarışında “Ben de varım” dedi..