Süper Lig’in son derbisinde Galatasaray ve Beşiktaş bir kez daha kozlarını paylaştilar. Galatasaray çıktığı son 15 resmi futbol mücadelesinde sadece 3 galibiyet elde etti ve son iki maçında da berabere kaldı. Şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerleyen ve futbol resitali sunan Beşiktaş bu derbiyi de kayıpsız geçme peşindeydi. Türk Telekom Arena’da .ilk tehlikeli atak Besiktaş’tan Sosa’yla gelişse de Muslera’da eridi. 7.dakikada bu kezYasin net pozisyonu gole çeviremedi.
Galatasaray ilk yarıda topun hakimi olan, yüksek tempolu, dinamik, topa ve adama agresif baskı yapan ve pas oyununda da maçın hakimi olan son haftalarda göremedigimiz kadar coşkulu olan taraftı.Sneijder takımın kontra ataklarında ve pas trafiğinde en etkili ismiydi. Podolski ile uzaktan şut girisimleri golü getirmedi ilk yarıda.
Beşiktaş bu derbi maçta ilk yarıda kendi oyun standardının çok altında kaldı. Beşiktaş alışılmış pas trafiğinden çok uzaktı. Benim anlayamadığım Beşiktaş’ın her defasında kaleci Tolga ile geriden oyun kurma düşüncesiydi. Tolga topları orta alanın ötesine atamazken neden bu ısrar?
İkinci yarıya iyi baslayan gol pozisyonu yakalayan taraf Beşiktaş’tı. Sosa net pozisyonda golü kaçırdı. İki takım da orta alanları çabuk geçip gol pozisyonlarına girdiler. Top bir Beşiktaş kalesinde bir Galatasaray kalesinde adeta mekik dokudu. İkinci yarıda Sosa 3 gol pozisyonu buldu kaçırdı. Hele Gomez’in, Sosa’ya alda at diye verdigi top varki saç-baş yoldurur cinstendi. 60.dakikadan sonra Galatasaray’ın temposu düştü. Beşiktaş da pas yapan esas kimliğine büründü. Galatasaray önde top tutmakta zorlanınca Beşiktaş 76’da Cenk’in asistinde Gomez’le golü bulup şampiyonluğa giden yolda büyük bir engeli aşmış oldu.