Beşiktaş-Eskişehirspor maçında top yüzde 60’a 40 ortalaması ile Eskişehir’de kaldı.
Yılların saygıya değer hocası Ersun Yanal maç sonrasında “oyunu biz yönlendirdik” dedi, ama o onun doğrusuydu. Bizim doğrumuzla bir değildi. Maça biçimini veren, oyunu asıl yönlendiren Beşiktaş’tı.
Rakibinin topla oynama isteğini bilerek, topu tutmalarına izin verdi Beşiktaş. Aybaba’nın belirleyip ve de öncedenaçıkladığı taktik buydu. Ancak bu kadar da değildi kuşkusuz. Arkalarında alan bırakıp üstlerine gelirken topu iyi kullanmalarına izin vermemek, kapılacak topla geniş alanda çok adamla hücum etmek taktiğin önemli ikinci parçasıydı. Eskişehir maç boyunca bir tehlikeli pozisyon yaratabildi ise ve bu rakam Beşiktaş’ta 6 ise işleyen taktik Eskişehir’inki değil, Beşiktaş’ınki idi.
Samet hocayı ve takımı uygun taktik ve iyi uygulama için kutluyorum. Bu iki özellik bir arada olmaz ise lastik patlıyor, olursa istediğinizi alıyorsunuz.
Diyeceksiniz ki lastik gene de patladı!
Hayır!
Çünkü Beşiktaş’ın kale çerçevesine ilk gelen top taa 83. dakikada bir penaltı vuruşuyla oldu! İkincisi de 90+2’de (aslında birincisi saymak gerek) Beşiktaş’ın yaptığı savunma hatasıyla... Ancak Beşiktaş’ın rakip kalede yarattığı gol umudu sayısı 8’di.
Sorun işte burada idi... Beşiktaş 7’si çerçeveye 17 şutla, 2 gol buldu!
Yani ‘kötü gol vuruşları, kontratak çıkışlarında kötü kullanılan toplar’ çok!Eskişehir maçını kazanacak pozisyon zenginliği üretmesine karşın, vuruş yetersizlikleriyle berabere bitiren Beşiktaş’tı.
Ersun Yanal’ın “Oyunu biz yönlendirdik” diyerek kendi takımını okşarken, yanı sıra Beşiktaş’ın ülkedeki en iyi futbolu oynadığını söylemesi maçın gerçeğini ustaca seslendirmekti.
Kadro dar. İsmail, Mustafa, Mehmet Akgün sürekli sakatlıkların etkisinde yoklar... Yandaşına karşıtına parmak ısırtan verimdeki Fernandes takım zirveye yapıştığında sakatlıkla devre dışı kaldı... Ama Beşiktaş giderek kuruyan yedek kulübesine karşın süper ligin en üretken iki takımından biri!
Her türlü hamleyi yalnızca -elinde balon kümesi varken birini daha isteyen çocuklar gibi- transferler yaptırarak başarabilen kimi teknik yönetmenlerin yanında Samet Aybaba, ne yalan söyleyeyim kendini Beşiktaş’a yakıştıramayanlara da büyük dersler veriyor.
Bu derslerin futbolumuzu yönetenleri etkilemesini diliyorum.