Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak önce Dolmabahçe’de ekonomist, bankacı ve ekonomi yazarlarıyla bir araya geldi. Ertesi gün de iş adamları ve iş dünyasındaki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri le buluştu.. Bu her iki toplantıyı da çok önemsiyorum.. Muhtevası ayrıca değerlendirilir.. Fakat ben şekil açısından bakıyorum.. Bakan Albayrak, alanında sorunları tespit eden, yaşayan, çözüm önerilerine kafa yoran profesyonellerle bir araya geliyor. Bakın bu toplantıları önemli kılan ne biliyor musunuz?.. Bakan, bu isimleri bir masa etrafında toplayıp onlara aslında işlerin ne kadar da güzel gittiğini, bugün gitmiyorsa bile yarın çok çok daha güzel olacağını falan anlatmadı.. Peki ne yaptı? Çıkardı not defterini ve kalemini, katılımcıların dile getirdiği sorunları ve çözüm önerilerini tek tek dinleyip not etti.. Açmak istediği yerlerde detay istedi, katılımcının eksik bildiği noktalarda bilgileri güncelledi.. Toplantı sonunda, “.. Bu gibi toplantıları düzenli hale getirerek her kesimden alacağımız katkılar ile yol haritamızı ortaya çıkaracağız..” açıklamasında bulundu.. İşte ‘yeni sistem’ derken beklediğimiz tarz buydu.. ‘İletim’ döneminden ‘iletişim’ dönemine, ‘yönetim’ döneminden, ‘yönetişim’ dönemine geçişin en önemli referansı bu ve bunun gibi toplantılar.. Bunların somut sonuçlarını da net biçimde göreceğiz..
Sağlık turizmi alanında dünyada sayılı ülkeler arasına giriyoruz
Yeni Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, daha koltuğuna oturur oturmaz, doktorlara uygulanan şiddete karşı neler yapılabileceğine dair onlarca dosya inceledi.. Bu kronikleşmiş problemle başa çıkabilmek fiziksel olarak mümkün değil.. Bunun Sayın Bakan da farkında.. Fakat; sendikasından meslek birliğine, hekiminden hemşiresine herkesin gözü Sağlık Bakanı’nın üstünde.. Geçen hafta bununla ilgili çok kritik bir adım attı Bakan Koca.. Mevcutta polis noktası olan hastaneler için takviye, polis olmayan hastanelere de polis noktası kurulmasını sağladı.. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile koordineli yürütülen bu çalışmanın pratikte iki faydası olacak.. İlki kuşkusuz bir saldırının olmadan önlenmesi için güç olacak orada polis.. İkinci faydası ise herhangi bir olay yaşandığında hekimlerimiz şikayetçi olabilmek için, işi gücü bırakıp polis merkezlerine taşınmayacak.. Hekimin ifadesi hastanede alınacak.. Polis saldırganı da paketleyip götürecek..Bu uygulama sorunu bitirmek için yeterli değil elbette. Ama Bakan’ın masasında ilave çalışmalar olduğunu biliyorum. Zamanla onları da göreceğiz.. Fakat Sağlık Bakanlığının öncelikli meselesi şimdilerde sağlık turizmi.. Bu bir devlet politikası olarak Sağlık Bakanlığının koordinasyonuna bırakılmış son derece önemli bir proje.. Ben Sayın Bakan’ın bu konuya her şeyden daha fazla öncelik verdiğini biliyorum.. Zira, sadece geçen yıl, kendisini ‘Türk hekimlerine emanet’ eden, sırf bu nedenle ülkemize gelenlerin sayısı 750 bin.. Bıraktığı döviz ise 4 milyar doların üzerinde… Bu sayı 10 yılda 10 kat artmış durumda… Senede 75 binden 750 binler seviyesine yükselmiş.. Bu bizim; hastane, hekim, sağlık personeli gibi konularda kat ettiğimiz mesafenin bir göstergesi olduğu gibi, doğru bir strateji ile bu alana yapılan yatırımın da bir sonucu.. Ben bu politikayı sonuna kadar destekliyorum.. Bu alanda dünyada sayılı ülkelerden biri olmamamız için hiçbir neden yok..