Marx, “Beni üyeliğe kabul edecek kadar düşük seviyeli bir kulübe ben de üye olmak istemem” demişti. Bir zamanlar bu sütunda ‘dünya yönetici elitleri’ veya ‘gizli dünya devleti’ gibi sıfatlarla andığım ‘Bilderberg Kulüp’, Marx’ın sözünü dinlemek yerine davetine icabet ederek toplantısına katılmamla birlikte, seviye kaybetmiş olmalı...
Bu yıl katılımcılar listesine ve konuşulacak konuların başlıklarına baktığımda çöküşü hissetmemek elde değil... 91 yaşındaki Henry Kissinger, 82 yaşındaki Belçikalı Etienne Davignon ve Hollanda’nın 80’ine merdiven dayamış eski kraliçesi Beatrix’in inatları olmasa dünyanın çeşitli ülkelerinden meşguliyetleri başından aşkın 140 kadar insan Kopenhag’a gitme zahmetine katılmazdı büyük ihtimalle...
Toplantıların son 11 yılına hiç üşenmeden katılmış Ali Babacan bile “Benden bu kadar” demiş bu yıl... Belki de Marx’ın o sözünü yeni işitmiştir...
Marx dediğimde aklınıza Marksizmin babası Karl Marx gelmiyordur umarım. Kast ettiğim, siyah/beyaz komedi filmlerinin unutulmaz aktörü elbette... Beyaz perdede çoğu kez içinden çıktığı Musevi cemaatinden tipleri canlandırdığı halde, bizde nedense adı ‘Arşak Palabıyıkyan’ diye Ermenileştirilmiş Grucho Marx...
Sekiz yıl evvel “Bu yıl Kanada’da yapılacak Bilderberg toplantısına katılır mısın?” daveti geldiğinde de o sözü biliyordum, ama... Merak, ah o merak... Yıllarca bıkıp usanmadan hakkında olumsuz yazılar kaleme aldığım Bilderberg kendisini bana açma cesaretini göstermişken, benim, “Hayır, gelemem” korkaklığına düşmem herhalde beklenemezdi.
Yollara koyulmuştum...
Her yıl kendini biraz daha aça aça, Bilderberg üzerindeki ‘gizlilik’ örtüsü neredeyse bütünüyle ortadan kalkacak. Ben gidene kadar gazeteci katılımcılar içeride yaşananları yazılarına pek yansıtmıyorlardı; gittim ve ardından “Ben Bilderberg’teyken...” dizisiyle olan-biteni anlattım...
Danimarka’da yapılan bu yılın toplantısını kendi internet sitesinden duyurdu Bilderberg; katılımcılar listesini ve konuşulacak konuların ana başlıklarını da... Toplantı tutanaklarını, ‘kim ne söyledi’ ayrıntısı vermeden zaten kitaplaştırıp eski-yeni katılımcılarına gönderiyorlar; yakında o kitapları da siteye koyarlarsa şaşırmayın...
Bu yıl Türkiye’den Mustafa Koç, CHP’li Umut Oran, İnan-Suna Kıraç Vakfı’ndan Ümit Taftalı, Prof. Nilüfer Göle ve Cengiz Çandar katılıyor. Nobel ödüllü Kimyasal Silâhların Önlenmesi Örgütü’nün başındaki Büyükelçi Ahmet Üzümcü’yle birlikte...
Gittiğimde fark etmiştim; üç gün süren toplantıların oturumlarında konuşulanlar, herhangi bir panelde söylenenlerden pek farklı değildi... Onları dinlemek için her yıl bir haftayı ayırmaya, uzun yolculuklara katlanmaya hiç gerek yok...
‘Bilderberg’ denilince aklınıza gelmesi gereken, her davetliye açık oturumlar olmamalı...
Çekirdek bir kadrosu var Bilderberg’in; buna ‘her yıl katılanlar’ da diyebilirsiniz... 50-60 kişilik bir grup bu: Politikacılar... Yerel ve uluslararası bürokratlar... Gazeteciler... Fakat daha fazla olarak da işadamları: Bankerler... Petrolcüler... Sanayiciler... Birlikteliklerinin ‘sinerjisi’ kuvvetli...
Tahminim, onların içinden daha az sayıdaki bir grubun, genel toplantı vesilesiyle buluşmuşken, kendi aralarında daha dar bir görüş alış-verişi yaptıkları...
Aksi halde, genel toplantıda yapılan konuşmaların dünyanın aldığı biçimi öngörmekle uzaktan bile ilgisi bulunmuyor... Daha önce de yazmıştım, tekrarlayayım: Benim katıldığım toplantıda gündeme taşınan Ortadoğu bölgesiyle, global ekonomik gelişmelerle ilgili beklentilerin hiçbiri sonraki olaylarla doğrulanmadı. Hesaplar tutmadı...
Kanada’daki toplantıda en faal olanlardan biri BP’nin başındaki bir İngiliz’di: Lord sıfatı da bulunan John Browne... Bir yıl sonra hem BP’nin başındaki, hem de Goldman Sachs firmasındaki görevlerinden rezillenerek ayrılmak zorunda kaldı Baron Browne of Madingley...
Listeye baktım, bu yılın katılımcıları arasında yok...
Yunanistan’dan sürekli katılan bir bakan da şu yakınlarda rezillendi.
Vaktiyle iktidarları devirenler, şimdilerde kendilerini rezillenmekten kurtaramıyorlar...
Nereden nereye...
Marx (Grucho olanı) benimle ilgili haklı çıktı. Bende kendilerine sürekli katkıda bulunacak ‘cevher’ görememiş olmalılar ki, Bilderberg’ten bir daha davet mektubu gelmedi.