Çocukluğumda Ramazan Bayramı yoktu. Onun yerine Şeker Bayramı vardı. Babama hep sorardım "Şeker Bayramı nedir? Yani.. neyi kutluyoruz? Şekerin keşfini mi?"
Babam güler: "Hayır, Hacı Bekir'in doğumunu!"
Çocukluğum boyunca Hacı Bekir'in çok önemli bir adam olduğuna hatta onun doğumunu. bütün milletin şeker yeyip, şeker dağıtarak kutladığını sanmıştım!! Sonradan "Ramazan Bayramı Kutlu Olsun" başlıklı bir yazı görünce gazetenin birinde, kafam hepten karıştıysa da babam sormak işime gelmedi; nasılsa beni başından savmak için bir şey uyduracaktı, ben de saf saf inanacaktım...
Bayramların birinci günü benim için pek zor geçmeye başladı ilk okula adım attıktan sonra. Her bayramın birinci günü ben ve rahmetli kardeşim Enis, dedemle nineme postalanırdık.. Çok iyi insanlardı bizi de pek severlerdi. Ancak evlikiklerinin son on yılında birbirlerine küsmüş , bir daha barışmamışlardı . Yani düşünsenize, aynı evin içinde yaşayan ve birbirleri ile hiç konuşmayan iki insan. Evde bir de Milas'tan yanları sıra getirdikleri Zeynep Bacı vardı. Bu ikisinin ortasında kalmış, dedemin söylediğini nineme, onun söylediklerini de dedeme aktarır dururdu garibim. Ancak, ne hikmetse, Bayramın birinci günü Zeynep Bacı evde olmazdı. Nerede diye sordun mu, Bayram izninde cevabını alırdın. Masaya dedemle ninem, rahmetli Enis'le ben otururduk ve arabuluculuk görevi bana düşerdi:
-Oğlum şu kadına söyle ekmek versin.
-Nine dedem ekmek istiyor..
"Zıkkımın kökünü yesin!
-Dede zıkkımın kökünü yiyecekmişsin!
-Sen o kadına söyle, ben zıkkımın kökünü yemem..yediririm!
-Dedem zıkkımın kökünü yemezmiş; yedirirmiş
.-Ona söyle; sıkıysa yedirsin de görelim...bunak n'olucak...
-Ninem... yani... diyor ki..ya unuttum...ne diyordun nine..
Bu saçma sapan konuşma böyle devam eder giderdi. Ve ben fakir, bu bayram yemeğine, iki buçuk lira harçlık alacağım diye ta 12 yaşıma kadar katlandım. Sonra ailece Amerika'ya göç ettik, bayram, mayram kalmadı ne yazık ki. O zaman "katlanmak zorunda kalıyorum" dediğim anılar, şimdi buruk bir tebessümle yerini derin bir özleme bıraktı.
Ninemle dedemin küslüğü ninem hastalanıp yatağa düşünceye kadar sürdü. Ninem hastanede bi kaç hafta kaldıktan sonra rahmetli oldu. Dedem her gece başında oturdu elerini ayaklarını ovdu kolonyayla...
Ninemden sonra dedem de uzun süre yaşamadı; Milas'a döndü ve bi gece uykusunda vefat etti...Şimdi yan yana yatıyorlar. Günü gelip bendeniz de onların yanına gidince, dilerim arabulluculuk görevim yeniden başlamaz!
Bayramızını candan kutlarım; Allah'ın bereketi yuvanızdan eksik olmasın efendim!